Ben kakule bir çizgi gerekir, havuç tohumu bir tutam. | Open Subtitles | أحتاج لدفعة من الهيل و بعضاً من حبوب الجزر |
Lütfen, bana kakule geçmek mi? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تمرري لي الهيل ، رجاءً ؟ |
Bu gerçekten harika. kakule mi? | Open Subtitles | هذا لذيذ جداً هل يحوي على الهيل ؟ |
kakule çayı içmiştim bir zamanlar, ama bu köpüklü çay da neyin nesi? | Open Subtitles | لقد شربت الشاى مع حبات الهال مرات كثيرة ولكن ماذا تعنى بالشاى والرغوة؟ |
Baharatçıya yakın oturduğumuzdan ve adam bütün gün kakule dövdüğünden kokusu elbiselerimize işliyor. | Open Subtitles | نحن نعيش بجوار بائع الهال الذي يطحنه طوال اليوم وتدخل رائحته في ثيابنا |
Akciğerinde saklı kakule belirtileri buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت أجزاءً من نبات " الهيل " ضمن رئتيها |
Tatlılara kakule koydun mu? | Open Subtitles | هل وضعت الهيل في الحلويات ؟ معرفش انا ايه الهيل ده ! |
Nitro Mersin balığı incileri olan istiridyeler ve Mersin balığı tozu, öğütülmüş kakule tohumlarının ilavesiyle olağanüstü hale getirildi. | Open Subtitles | المحار مع اللألئ النيتروجينية لسمك (الحفش) ورماد المحار كانت أستثنائية بأضافة بذور الهيل المطحون |
kakule. | Open Subtitles | الهيل. |
- Birini bulursun elbet. - O kakule gibi kokmayacak ama. | Open Subtitles | ستقابل شخصا ما ولكنها لن تستنشق حب الهال |
kakule, demirhindi ve kokum, köri yapımında kullanılır. | Open Subtitles | بعد أن نحت العظم, خلطه إيبز بالتوابل الهال وجوز الهند والكركم, وكلها تستخدم في صنع الكاري |
kakule, demirhindi ve kokum karışımı. - Baharat mı? | Open Subtitles | إنها مزيج من الهال, وجوز الهند والكركم |