Gerçek bir kalabalığın önüne asla çıkamayacağımı tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | أعتقد أنني لن أشجع أمام حشد حقيقي بالرغم من كل شيء |
Güzellik yarışmasında, tamamen yabancılarla dolu bir kalabalığın önüne çıkıp şarkı söyleyen Joey. | Open Subtitles | الفتاة التي يمكن أن تحصل على ما يصل في أمام حشد من غرباء... ... والغناء في مسابقة ملكة الجمال. |
Daha önce bu kadar kalabalığın önüne tek başıma çıkmamıştım. | Open Subtitles | لم أغني من قبل أمام حشد .. |
Demek istediğim, Mitch mikrofonu kapıp kalabalığın önüne çıktığında... | Open Subtitles | اعني . عندما كان ميتش يمسك الميك ويقف امام الجمهور |
Tamam, 20 dakika içinde Marti'yi kalabalığın önüne çıkaracağız. | Open Subtitles | Ok, خلال 20 دقيقه سنضع مارتي في المقدمه امام الجمهور |