Gün ışığında, Kalabalık bir yerde, arkadaşlarının yanında. | Open Subtitles | في وضح النهار ، في مكان عام مع بعض الأصدقاء |
Jimmy'yle, ikimizin de bildiği Kalabalık bir yerde buluştum. | Open Subtitles | إذاً قابلت جيمي في مكان عام كلانا يعرفه |
Jimmy'yle, ikimizin de bildiği Kalabalık bir yerde buluştum. | Open Subtitles | إذاً قابلت جيمي في مكان عام كلانا يعرفه |
Anladığım kadarıyla çok Kalabalık bir yerde yaşıyorsun. | Open Subtitles | حسب ما فهمته إنكِ تعيشين في مكان مزدحم جداً. |
Fidyeyi Kalabalık bir yerde almayacağız. | Open Subtitles | لن يتم تسليم الفدية في مكان مزدحم |
Kalabalık bir yerde buluşmamız daha iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ، أعتقدت بإنه سيكون أفضل أن إلتقينا بمكان عام |
Evet, seninle Kalabalık bir yerde konuşmayı tercih ederim. | Open Subtitles | نعم ، أفضّل أن نتحدّث بمكان عام |
Seninle bağlantı kuracak. Kalabalık bir yerde olacak. | Open Subtitles | سيتصل بك لاحقا سيكون في مكان عام |
Ama Rebecca bu kadar Kalabalık bir yerde tutulmuyordur. | Open Subtitles | لكن من المشكوك فيه أن (ريبيكا) يتم إحتجازها في مكان عام كهذا. |
Kalabalık bir yerde buluşmak istiyor. | Open Subtitles | يريد اللقاء في مكان عام. |
Kalabalık bir yerde. | Open Subtitles | في مكان عام |
Kalabalık bir yerde, bu nasıl olur? | Open Subtitles | في مكان مزدحم, كيف هذا? |
Bir yerde buluşmamız lazım. Kalabalık bir yerde. | Open Subtitles | علينا أن نتقابل بمكان عام |