İçeride kaldığı sürece güvende ama çıkmaya çalışırsa... | Open Subtitles | لبعض الوقت إذن هي آمنة ، طالما بقيت بالداخل ...ولكن إذا حاولتِ الخروج |
Bağlantılı kaldığı sürece her zaman güvenli bir şekilde eve geri döneceğini söylemişti. | Open Subtitles | قالت لي بأنها ستعود الى المنزل بخير دوما طالما بقيت متصلة - مفعلة الاضطراب - |
Evim ve ailem sağlam kaldığı sürece. | Open Subtitles | طالما يبقى بيتي وعائلتي مصانين. |
Luthor karaya sadık kaldığı sürece Deniz derinliği kendime kalır. | Open Subtitles | طالما يبقى (لوثر) متمسكاً باليابسة، سأبقي قاع المحيط لنفسي |
Düğümler sessiz kaldığı sürece, karnın geniş bel ölçüsü, kutsal olanlar tarafından hep günah olarak görülür, buna karşılık ben bu günahı tehlike olarak görmüyorum. | Open Subtitles | وربما أقول أنه طالما أن العقد هادئة فذلك الطوق في الحجاب الحاجز المبشر كحطيئة ما بين الحراس لأجل عيون الصحة |
Dairenin içinde kaldığı sürece, bariyeri kaldıracak enerjiyi elde edebilirim. | Open Subtitles | طالما هو باقي بداخل الدائرة أستطيع توجيه الطاقة التي أحتاجها لتحطيم الحاجز |
Denizaltı bu alan içinde kaldığı sürece Asroc torpidosu onu bulacaktır. | Open Subtitles | - ما دام الفرعية في هذا المربع، سوف نسف asroc العثور عليه. |
Yasal kaldığı sürece, gerisini bilmek istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن أعرف عنها، ما دامت أفعالكنَ قانونية. |
Majesteleri kuzeyli kraliçe hayatta kaldığı sürece ihanet senaryoları hiç bitmeyecek! | Open Subtitles | أيُها الملك , مادامت الملكة التي بِجانب الشِمال على قيد الحياة فعندها التخطيط لِلمؤامرات لن يتوقف أبداً |
Orada kaldığı sürece. | Open Subtitles | طالما بقيت هناك |
Pantolonunun içinde kaldığı sürece. | Open Subtitles | طالما يبقى في بنطالك |
Kable içeride kaldığı sürece Castle onu susturabileceğini biliyor. | Open Subtitles | طالما يبقى داخل اللعبة, فإنّ (كاستل) يمكنهِ أن يبقيه صامتاً |
Üreticinin etiketi kaldığı sürece evet. | Open Subtitles | بالتأكيد, لكن طالما أن علامة المنتج موجودة عليه |
Numune tesisimizde kaldığı sürece bir kargaşalık yaşanmıyor. | Open Subtitles | ولا يعد هذا خرقًا للوائح طالما أن العينة ولهذا نحن شكرًا يا مادموزيل |
Yırtık açık kaldığı sürece ışıkta yürüyen, nefes alan ve yetişen her şeyin düşmanı Yeraltı Dünyası'nın Gardiyanı'nı kölelerini, yaşayan her şeyi öldürmesi için göndermekten alıkoymanın hiçbir yolu yoktur. | Open Subtitles | طالما هو مفتوح، محال أن نمنع حارس العالم السفلي العدو الكبر لهؤلاء الذين يسيرون ويتنفسون وينمون في الضوء من إرسال أتباعه لجلب الموت لكل كائن حي |
Ve hayatta kaldığı sürece de, tarihi daha fazla mahvedecek. | Open Subtitles | و طالما هو حي سيعبث في التاريخ |
Güven bana Arthur Camelot'ta kaldığı sürece güvende olacaktır. | Open Subtitles | ثِق بي. -آرثر) آمن ما دام باقيًا في (كاميلوت) ). |
Mordred bu duvarlar arasında kaldığı sürece, bir ümidimiz olacak. | Open Subtitles | ما دام (موردرد) بين تلك الجدران، فهنالك أمل. |
Yasal kaldığı sürece, gerisini bilmek istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن أعرف عنها، ما دامت أفعالكنَ قانونية. |
Bitkisel hayatta kalsa da kalmasa da, hayatta kaldığı sürece önemli değil! | Open Subtitles | حتى إذا كانت في حال يرثى لها ...ولا تتحرك أبداً أو ما شابه فذلك لا يهم ما دامت على قيد الحياة |
Komada kaldığı sürece, Serveti o kontrol edecek. | Open Subtitles | مادامت بغيبوبة فإنه من يتحكم بالثروة |