Sizi tebrik etmekte sona kaldığım için beni bağışlayın, Asaletmeab. | Open Subtitles | سامحني لكوني واحد من آخر من يهنئونك يا فخامتك |
İzler giderse gider. Gitmezse, hayatta kaldığım için kendimi şanslı sayacağım. | Open Subtitles | إذا تلاشت، فلتتلاشى، إذا لم تتلاشى، فسأظّل أعتقد أنني محظوظة لكوني على قيد الحياة |
İşin aslı, işsiz kaldığım için buradayım. | Open Subtitles | في الحقيقة, السبب الوحيد لكوني هنا هو أنني غير قادر على إيجاد عمل |
Doğru mu anlamışım, önce kaldığım için bana kızdın. | Open Subtitles | إذاً, في بادئ الأمر, غضبتِ علي لأنني بقيت. |
Seni öyle kandırmak zorunda kaldığım için çok çok özür dilerim. | Open Subtitles | انا آسفة للغاية اني اضطررت لخداعك بهذا الشكل |
Dinleyin, bunu yapmak zorunda kaldığım için çok çok özür dilerim ama gerçekten acelem var. | Open Subtitles | أستمعوا ، أنا آسف للغاية لكوني مضطر لفعل هذا لكنني على عجلة |
Ve bu benden olsun çünkü bugün geç kaldığım için utanıyorum. | Open Subtitles | وهذا على حسابي لأنّي أشعر بالأسى لكوني تأخرت عليكم. |
Şimdi de bu ucubik mekânda tamamen yalnız kaldığım için üzgünüm. | Open Subtitles | وأنا أيضاً آسفة جداً لكوني وحيدة في هذا المكان المخيف |
Poirot, böyle uzak kaldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | انظر يا بوارو آسف لكوني متحفظ |
Hayatta kaldığım için şanslıyım. | Open Subtitles | إنّي محظوظة لكوني حيّة |
Hayatta kaldığım için şanslıyım. | Open Subtitles | إنّي محظوظة لكوني حيّة |
Geç kaldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لكوني متأخر. |
Amerika'da bu kadar uzun süre kaldığım için bana çok kızgın. | Open Subtitles | إنها مستاءة مني أصلاً لأنني بقيت في (أمريكا) كل هذا الوقت |
Bu, Cuma akşamı evde kaldığım için mi? | Open Subtitles | هذا لأنني بقيت يوم الجمعة؟ |
Seni vurmak zorunda kaldığım için üzgünüm. | Open Subtitles | -اسف اني اضطررت لاطلاق النار عليك. |