Ve sen o kişi olarak kaldığın sürece, bu asla değişmeyecek. | Open Subtitles | و طالما بقيت هذا الشخص فإن هذا لن يتغير . |
Burada kaldığın sürece Alzheimer'ın ile mücadele etmek zorundayız. | Open Subtitles | طالما بقيت هنا سوف تواجه مرضك بألزهايمر |
Sen burada kaldığın sürece. | Open Subtitles | طالما بقيت أنت هنا. |
Bu evde kaldığın sürece kabus bitmeyecek. | Open Subtitles | الكابوس لن ينتهي. طالما تبقى في هذا البيت، |
Sen yanımda kaldığın sürece, kimin gittiği umurumda değil. | Open Subtitles | طالما تبقى معي لا يهمني من يذهب |
Ona, KGB'nin Rusya'dan ayrılmana izin verdiğini ve benimle evli kaldığın sürece onlar adına ABD'de casusluğa devam ettiğini söyleyecek miyiz? | Open Subtitles | وهل نخبره أنّ الكي جي بي سمحت لك بمغادرة روسيا. وزواجك بي ما دمت مستمر في التجسس لصالحهم في الولايات المتحدة؟ |
Hayatta kaldığın sürece insanlığın tek umudusun. | Open Subtitles | ما دمت على قيد الحياة سيحظى الجنس البشري بفرصة |
Güneyde kaldığın sürece, güvendesin. | Open Subtitles | طالما بقيت فى الجنوب أنت بخير |
Anlaşmamıza bağlı kaldığın sürece de sen o dairenin içinde kalacaksın. | Open Subtitles | ستظل ضمن تلك الدائرة ما دمت ملتزماً باتفاقيتك |
O işe yaramaz salak göze bağlı kaldığın sürece benimle gelip gök kubbede yaşayamazsın. | Open Subtitles | ما دمت تتمسك بتلك العين السخيفة و عديمة الفائدة لا يمكنك المجيء للعيش معي في السماء |
- Eğer rahatlatacaksa burada dostlar arasında kaldığın sürece tehlikede değilsin. | Open Subtitles | -حسناً، لو أن هناك عزاء ، فأنت لست في خطر ما دمت هنا، بين الأصدقاء. |
Bizimle kaldığın sürece güvende olacaksın. | Open Subtitles | ما دمت معنا، أنت لا تخشى شيئاً |