Geldiler, kaldılar ve beraber çalışmak için yollar buldular. Ve şehirden şehire ve şehirler arası organizasyonlar ile hala da buluyorlar. | TED | جائوا و بقوا و وجدوا طرق و لازالوا يجدون طرق للعمل معاً مدينة لمدينة و خلال منظمات بين المدن |
Sorularıma cevap veremedi böylece yanıtsız kaldılar. | TED | لم تستطع الاجابة على أسئلتي، لذلك بقوا من غير اجابة. |
Belki de olayların başından beri evlerinde kaldılar. Yaşadıkları yerde hayatlarını sürdürmüş olabilirler. | Open Subtitles | ربّما مكثوا في بيوتهم بعد بدء الاندلاع، وربّما نجوا حيث عاشوا. |
Dün gece bizde kaldılar. | Open Subtitles | لقد مكثوا عندنا الليلة الماضية |
Yaklaşık 2 saat 15 dakika içerde kaldılar. | Open Subtitles | لقد بقيا في الداخل لما يقارب الساعتين و الربع |
Francis ve Eddie hayatlarının sonuna kadar dost kaldılar. | Open Subtitles | فرانسيس" و "إيدي" ظلا أصدقاء" طوال حياتهما |
Fakat sanat ve bilimde ileri olmalarına karşın yaşamlarının en önemli kısmında, tanrılarına ibadet etmede ilkel kaldılar. | Open Subtitles | لكن بالرغم من نضج فنونهم وعلومهم في أهم جزء من حياتهم في عبادة آلهتهم، ظلوا بدائيين |
Bunu sana söylemekten üzüntü duyuyorum ama çocukların, talihsiz bir şekilde bir kamyonun arkasında kaldılar. | Open Subtitles | يحزنني ان اعلمك ان لسوء حظ اولادك فلقد علقوا في مؤخرة الشاحنة |
Ama yine de, bir ev işte, ve hepsi orada kaldılar. | TED | على كل حال, كان هذا هو البيت, و كلهم أقاموا هناك. |
Evsizler yurdundan sonra, Muhammed'in körfez savaşından bir arkadaşında kaldılar. | Open Subtitles | بعد الملجأ ، بقوا مع صديق لمحمد من رفاق حرب الخليج |
Ruhel, Şefik ve Asıf, Guantanamo'da üç ay daha kaldılar. | Open Subtitles | روول وشفيق وعاصف بقوا فى جوانتانامو لثلاثة شهور أخرى |
Tüm adamları ölene kadar bu hisarı korumak için onunla birlikte kaldılar. | Open Subtitles | كلّ رجاله بقوا ليدافعوا عن هذا الحصن معه، حتّى الموت. |
Bogart, Huston ve Gina Lollobrigida hepsi burada kaldılar. | Open Subtitles | أنهم جميعا بقوا هنا: بوجارت، هيوستن، وجينا لولو بريجيدا. |
Hayatta kaldılar ve şekil tanıma genlerini tüm faydalarıyla beraber sonraki nesillere aktardılar. | Open Subtitles | بقوا على قيد الحياة ونقلوا جيناتهم الى الأجيال اللاحقة جينات التعرف على الأنماط .بفوائدها الظاهرة |
Şu ana kadar onlar kendi yerlerinde kaldılar. | Open Subtitles | ولحد هذا الوقت فانهم بقوا في جانبهم |
Bu evde kaldılar. | Open Subtitles | لقد مكثوا هنا فى هذا المنزل |
Askerler sadece birkaç saat kaldılar. | Open Subtitles | لقد مكثوا هنا فقط بضع ساعات |
O kadar çok kaldılar ki | Open Subtitles | مكثوا لوقت متأخر جداً |
Philippe ve Abdel yakın arkadaş olarak kaldılar. | Open Subtitles | فيليب و عبدول بقيا صديقين مقربين |
Bedenleri ayrılsa da kalpleri sımsıkı kenetlenmiş olarak kaldılar. | Open Subtitles | بالرغم من افتراقهما فإن قلبيهما ظلا معا |
Şifreli bir iletişim bulurlarsa o kanalda kaldılar ve bu kanalda şifreli iletişim var şeklinde not aldılar. Daha sonra 20 metropol alanda bu frekanslarda olan görüşmeler dinlendi. | TED | إذا وجدوا اتصال مشفر، ظلوا على تلك القناة ودونوا ذلك، أنها قناة يستعملها هؤلاء الاشخاص للتواصل فيما بينهم، وحدات الشرطة تلك، وذهبوا إلى عشرين منطقة حضرية واستمعوا إلى محادثات كانت تحدث على تلك الترددات. |
Araç orada yolda kaldı, kazarak çıkarmak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | ومن ثم علقوا هناك وكان عليهم الحفر لإخراجها |
Dük ve düşes gerçekten bu suitte mi kaldılar? | Open Subtitles | هل الدوق والدوقة أقاموا حقا في هذا الجناح ؟ |