"kalitesinin" - Translation from Turkish to Arabic

    • جودة
        
    • جودته
        
    Bu, insanlara mantıklarının kalitesinin cefasını verdi ve güçlü yanlarında bütünüyle üçgenlere dönüştü. Böylece insanlar birbirleriyle etkili şekilde iletişim kurabildi. TED منح هذا للناس صرامة في جودة منطقهم، وأعاد العديد من المثلثات إلى وضعها الصحيح، وأصبح الناس يتواصلون بفاعلية مع بعضهم البعض.
    Ses kalitesinin kusuruna bakmayın, tekrar belirteyim, çünkü bunlar gizli kameralar. TED العفو يمكن أن تكون جودة الصوت منخفضة في بعض المواقف لأنه كما أخبرتكم لقد كانوا كميرات مخفية.
    Son iki veya üç yılda Asya'daki gerçek yaşam projelerinde aslında ilk kez Habitat'ın yaşam kalitesinin farkına varıyoruz. TED في السنتين او ثلاثة السابقة لقد، للمرة الاولى نحقق جودة الحياة التي في "هابيتات" في مشاريع واقعية عبر آسيا.
    Çin'in hava kalitesinin düşüşte olduğu, kömüre açılan savaşta yol katetildiği konusunda veri ve istatistiklere güvenebilir miyiz? TED هل نثق بالبيانات والإحصاءات التي تظهر أن جودة الهواء في الصين تنخفض، وأن الحرب على الفحم بدأت تحدث أثرًا؟
    Hayır efendim. Şefimiz kalitesinin iyi olmadığını söylüyor. Open Subtitles لقد انتهى لحم الخروف يا سيدى و لكن الشيف يؤكد لك ان السمك جودته علية
    Sosyal Gelişim Endeksi yaşam kalitesinin ölçüsü. TED حيث يقيس مؤشر التقدم الاجتماعي جودة الحياة.
    Bilim insanları sadece miktarının değil ayrıca uykunun kalitesinin de sağlığımız ve iyiliğimiz üzerinde etkisi olduğunu şimdi anlamaya başlıyor. TED بدأ العلماء الآن في فهم كيف أن الكمية ليست الوحيدة التي تؤثر على صحتنا وعافيتنا، بل جودة النوم أيضا.
    Bence onlarin istedigi bu. Yasam kalitesinin artmaya devam etmesini istiyorlar. TED لاني اعتقد انهم يرغبون فحسب برفع جودة ورفاهية الحياة
    Görüntü kaynağı kalitesinin yerini tutacak bir şey yoktur. Biliyorum. Open Subtitles لا يوجد بديل عن مصدر جودة الصورة المُلتقطة.
    Başbakan, devlet hastanelerinin kalitesinin düşmesinde özel hastanelerin de rolü olduğunu kastediyor... Open Subtitles تعني رئيسة الوزراء أن المستشفيات الخاصة تساهم في تدني جودة... ...المستشفيات العامة
    Ve, daha da önemlisi, omuzluklar çıktığında hayat kalitesinin yükselişte olmasını sağlamak. Open Subtitles والأمر الأكثر أهمية ، عندما تُؤتي الأمور ثمارها جودة الحياة فقط هي التي ينبغي لها أن ترتفع
    Sana mallarının kalitesinin fevkalede olduğunu söyleme şansım olmadı. Open Subtitles لم تسنح لي الفرصة لأتحدث لك.. ولكن جودة بضاعتك ممتازة جداً..
    İlki yaşam kalitesinin eşit olması, özellikle çocuklar için, tüm çocukların, bariz sağlık ve eğitimin ötesinde, yeşil alanlara, spor imkanlarına, yüzme havuzlarına, müzik derslerine ulaşabilmeleri. TED الأول، المساواة في جودة المعيشة، خاصةً للأطفال، كل الأطفال ينبغي لهم، بغض النظر على الصحة والتعليم البديهيين، حق الوصول إلى مساحات خضراء، إلى منشأت رياضية، إلى مسابح، إلى دروس موسيقية.
    Okullara gitmeden önce, birçok insan bize eğitim kalitesinin düşük olduğunu söyledi, çünkü ya öğretmenler tembel, okula gelmiyorlar veya yetersizler, nasıl öğreteceklerini gerçekten bilmiyorlar. TED قبل أن نذهب للمدارس، أخبرنا الكثير من الناس أن جودة التعليم ضعيفة إما بسبب كسل المعلمين، إنهم لا يأتون إلى المدارس، أو إنهم غير كفوئين، إنهم لا يعرفون فعلاً منهجية التدريس.
    Humanizmin temel fikri, yaşam kalitesinin artırılabilir olduğu, yapılmaları iyi olduğu için iyi şeyler yaptığımız, ve bunların yapılmasına değer olduğu, ve açık görüşlü deneyselliğin bunların nasıl yapılabileceğini bulmamızda yardımcı olacağıdır. TED إن الفكرة الأساسية للإنسانية تحسين جودة الحياة بحيث يمكننا فعل الأشياء الجيدة أي أن هناك أشياء تستحق بذل الجهد من أجلها لأنها أشياء من المجدي فعلها ويمكن للأشياء التجريبية الواضحة مساعدتنا في استنتاج كيفية عملها.
    Uzayda, boyut maliyeti etkiler ve okulda bu çok küçük, ekmek kutusu büyüklüğünde olanlarla çalıştık ancak fizik kurallarını daha iyi anlamaya başladığımızda, bu uyduların çekebildiği fotoğrafların kalitesinin çok kısıtlı olduğunu anladık. Çünkü fizik kurallarına göre, bir teleskopla çekilebilecek en iyi resim o teleskobun çapıyla ilgilidir ve bu uyduların çok küçük, çok kısıtlı hacmi vardı. TED في الفضاء، الحجم يرفع التكلفة، و عملنا مع هذه الأقمار الصناعية الصغيرة ، بحجم صندوق الخبز، في المدرسة، ولكن عندما بدأنا فهم قوانين الفيزياء، وجدنا أن جودة الصور التي تأخذها تلك الأقمار الصناعية كانت محدودة للغاية، لأن قوانين الفيزياء تشير أن أفضل صورة يمكن أن تأخذها من خلال تلسكوب هي تابعة لقطر ذلك التلسكوب، وهذه الأقمار الصناعية كانت صغيرة جداً، محدودة الحجم جداً.
    Ayrıca da efsanevi kalitesinin dillere destan olduğu ipektir. Open Subtitles لكن الحرير، لا أعرف جودته خيالية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more