Bu işi düzeltemezsek başka çaremiz kalmayabilir. | Open Subtitles | قد لا يكون لدينا حل آخر حتى أصحح هذا الوضع |
Evet, ona ne olduğunu çözmezsek ayaklanma çıkaracak kimse kalmayabilir. | Open Subtitles | نعم ، إذا لم نكتشف ما حدث له قد لا يكون هناك أي شخص بمأمن من التمرد |
İki saat içerisinde, kurtaracak bir dünya kalmayabilir bile. | Open Subtitles | في ساعتين، قد لا يكون هنالكَ أرضٌ لإنقاذها. |
Bir şey söylemek zorunda bile kalmayabilir. | Open Subtitles | هو قد لا يكون قادر على قول أي شيء |
Gelmek için yine uzun süre beklersen seni toparlayacak bir annen kalmayabilir. | Open Subtitles | إنتظرتي طويلا لتعودي ربما لن تكون أمك متواجدة لترعاك حتى تستردي عافيتك |
Buna gerek kalmayabilir, karıcığım. | Open Subtitles | قد لا يكون ذلك ضروريا يا زوجتي |
B planına gerek kalmayabilir. | Open Subtitles | قد لا يكون من الضروري خطة بديلة.. |
Her turda aynı kalmayabilir. | Open Subtitles | قد لا يكون نفس الطريق بكل دورة |
Birinin altını pistletmesini görmek için dokuz ay beklemene gerek kalmayabilir. | Open Subtitles | الحمد لله، cecause كان lying-- قد لا يكون علي أن أنتظر تسعة أشهر لمعرفة شخص التربة سراويلهم. |
Buna gerek kalmayabilir. | Open Subtitles | ذلك قد لا يكون ضروري. - "صديق"؟ |
Buna gerek kalmayabilir, Bay Abernathy. | Open Subtitles | قد لا يكون ذلك ضرورياً، سيّد (أبيرناثي). |
Daha sonra ortada endişelenecek bir ilişki kalmayabilir. | Open Subtitles | ,ربما لن تكون هناك علاقة لتقلق بشأنها لاحقاً |