| Eğer bu kum yüksek kalsit konsantrasyonuna sahip olsaydı, çözelti asidi ortadan kaldırırdı. | Open Subtitles | اذا كانت هذه الرمال لديها نسبة عالية من الكالسيت فأنها ستمتص الحامض |
| Fakat bu resmin üzerinde büyümesi binlerce yıl alan, bir kalsit tabakası ve katmanlaşma var. | Open Subtitles | لكن على هذه اللوحة طبقة من الكالسيت و التحجير التي تستغرق آلاف السنوات لتتكون |
| Onbinlerce yıl boyunca sabırla damlayan su bu kafatası üzerinde bir kalsit tabakası oluşturmuş. | Open Subtitles | منذ عشرات الآلاف من السنوات قطرات من الماء المستمرة تركت طبقة سميكة من الكالسيت على هذه الجمجمة |
| Bu tortu arttıkça kalsit, tavandan sarkan adeta dekoratif bir biçim alır. | Open Subtitles | وبكبرها، يُكَون" الكالسيْت"الديكوراتالتيتتدليمنالسقف : |
| Öte yandan eğer su tavandan hızlı akarsa, kalsit mağaranın zemininde birikir. | Open Subtitles | لوسالتالمياهعبر السقفبسرعة، إذاً ، فإن "الكالسيْت" يترسب علي قاع الكهف... |
| Üzerine ışık tutunca, kalsit kristalleri parıldıyor. | Open Subtitles | عندما تسلط الضوء عليها تتلألأ بلورات الكالسيت التي تغطيها |
| tamamen kalsit ile kaplanıp, kalsit kristallerince tutulmuş. | Open Subtitles | إنها مغطاة تماماً بالكالسيت و التي تحفظ ببلورات الكالسيت |
| kalsit oranı ve çakıl dokusu uygun görünüyor. | Open Subtitles | مستوى الكالسيت و الملمس الخارجي يبدوان جيدين |
| "rimstone" kalsit sırtlarının parıldayan bir biçimde herşeyi kapladığını görebilirsin. | Open Subtitles | أن نتوءات الكالسيت تغطي كل شيء |
| Perma çözeltisi silis ve kalsit içeriyor. | Open Subtitles | لحَلّ تجعيد... . يستعمل السيليكا و الكالسيت. |
| Dr. Khatri bana gerçek kalsit kabuktan ve tortul kayadan parçalar verdi. | Open Subtitles | (الدكتورة (خاطري أعطتني بعض الفتات من صدفة الكالسيت الحقيقية و صخرة رسوبية |
| kalsit. | Open Subtitles | .الكالسيت |