| Ve yıllar içinde, tuvaletlere karşı bir takıntı geliştirdim ve tüm dünyada gizlice tuvalete girip kameralı telefonumu da yanıma almakla tanındım. | TED | وعبر السنين، أصبح عندي هوس غير صحي مع المراحيض، وقد عُرف أنني أتسلل إلى المراحيض ومعي كاميرا هاتفي في جميع أنحاء العالم. |
| Bir hayranı onu televizyonda gördü, kameralı cep telefonuna kaydetti ve YouTube'a koydu. | TED | شاهده معجب على التلفاز، قام بتسجيله عبر كاميرا هاتفها المحمول، وقامت برفعه على موقع يوتيوب. |
| Tamam, Evet burda kamerası yada kameralı cep telefonu olanlar, buranın resimlerini çeksinler. | Open Subtitles | أو كاميرا هاتفية جميعهم سيلتقطون الصور أ'تقد أننا نعرف كيف نعمل |
| Günbatımları, helezonlar, havada süzülen gümüşî sütunlar. Telefonum kameralı. | Open Subtitles | غروب الشمس، أبراج، أروقة فضية مرتفعة إنه هاتف محمول بكاميرا |
| O sadece... 3 kişilik grup gibiler ve ben de sinir bozucu kameralı herifim gibi. | Open Subtitles | ..انه يريد أن هم مجموعة من ثلاثة أشخاص و أنا أبدو كشخص مزعج بكاميرا |
| 191 ülkenin delegesi ve tüm kameralı haber servisinin önünde ölmesine. | Open Subtitles | شخص ميت أمام مندوبى 191 دوله متعددة الأشكال و الأنواع شخص ميت أمام الكاميرات التى تبث لجميع أنحاء العالم |
| Elimizde ev halkına ait her çeşit gizli kameralı nesneler var. | Open Subtitles | لدينا كل أنواع المعدات المنزلية ملحق بها كاميرا |
| Bunun için o gösterişli, Hollywood tarzı, kameralı telefonlarınızı çıkarmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | انتم يارفاق ربما تريدون اخراج جوالاتكم الفخمة التي تحتوي على كاميرا لهذا الإعلان |
| Casus kameralı broşun görüntüsü net. | Open Subtitles | أحصل على صورة ثابتة من كاميرا المراقبة في البروش. |
| kameralı ikizler. Böyle bir şeyi insan nasıl unutabilir? | Open Subtitles | توأمان معهم كاميرا كيف ستنسى شيء من هذا القبيل؟ |
| Eskiden bir adam kameralı bir salağın hayatını mahvedebileceğini kafasına takmadan felekten... | Open Subtitles | كان كذلك، يمكن للرجل التمتّع على جانبه دون القلق حول معتوهٍ ما مع كاميرا |
| Pencereden bakan kameralı birini görmüş. | Open Subtitles | رأت شخص مع كاميرا يبحث من خلال نافذة منزلها. |
| Boğazından midesine kameralı bir tüp sokacaklar. | Open Subtitles | سوف يقومون بإدخال أنبوب به كاميرا عن طريق الفم |
| Ben bir tane midilli ve üç tekerlekli ...bir tane Amerikan Kız bebeği... ve ateş edebilen kameralı bir drone istiyorum... | Open Subtitles | وانا اريد عجلة ثلاثية و مهر و دمية فتاة أمريكية و طائرة بكاميرا و مسدس يطلق.. |
| İyi ki kameralı cep telefonum var. | Open Subtitles | . شكراً يا إلهى أنى لدى هاتف بكاميرا |
| Sahnenin yanındaki kameralı adam. | Open Subtitles | شخص على المسرح بكاميرا |
| - Neden? Bekleme odam, kocaman kameralı kocaman adamlarla dolu. | Open Subtitles | . غرفة الانتظار مليئة الرجال مع الكاميرات الكبيرة. |
| kameralı bir sürü insan olur. | Open Subtitles | الكثير من الاشخاص مع الكثير من الكاميرات. |
| Ama yakalayamadıkları tek kameralı adam sadece boş bir kasetle girip, Best Buy kamera reyonuna gidip, kaseti onların kameralarından birine koyan ve alışveriş yapıyormuş gibi davranan adamdı. | TED | لكن الشاب المصور الذي لم يمسكوه قط كان الشاب الذي دخل ومعه شريط فارغ وتوجه لقسم الكاميرات في باست باي ووضع شريطه في إحدى كاميراتهم وتظاهر بأنه يتسوق. |