| Koca Dave'in kamp yapmayı ne kadar sevdiğini bilirsin. Dışarıda. | Open Subtitles | أتعرف كيف كان يحب بيغ ديف التخييم والهواء الطلق؟ |
| Kız izcilere neden kamp yapmayı ve kurabiye satmayı öğretiyorlar anlamıyorum. | Open Subtitles | أتسائل لماذا يعلموا بنات الكشافه اشياء مثل التخييم وبيع البسكويت |
| Onlar bu kadar iyi kamp yapmayı nereden biliyor? | Open Subtitles | أبي لماذا يعرف معظم الناس التخييم بشكل رائع ؟ |
| Peki, Gloria, motelde kalmayıp kamp yapmayı düşünüyoruz. | Open Subtitles | ما رأيك في أن التخييم أفضل من البقاء في الفندق ؟ |
| Yani varsayalım ben sana kamp yapmayı teklif ettim, | Open Subtitles | -فهمت إذا كنت أريد فَرَضًا دعوتَك للتخييم |
| Balık tutmayı, kamp yapmayı veya avcılığı biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف كيف تصطاد السمك أو التخييم أو الإقتناص؟ |
| -"kamp yapmayı" yaz. -Kamp yapmayı severiz yazıyorum. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي نحبها لكي نصلح في التخييم |
| Farnkie, kamp yapmayı balayımızla kıyaslayamazsın. | Open Subtitles | حسناً، لايمكنكِ الحكم على التخييم بسبب شهر عسلنا يا فرانكي |
| Yani, ben de kamp yapmayı en az diğerleri kadar severim. | Open Subtitles | قصدي هو بأنني أحُب التخييم بقدر ذاك الرجل، |
| Tabii Akela patates tarlasında kamp yapmayı tercih etmiyorsa? | Open Subtitles | ما لم يفضل أكيلا التخييم في مخيم البطاطس؟ |
| kamp yapmayı çok seviyordu. Tahta parçalarını yontmak istedi. | Open Subtitles | لقد أحبّ التخييم , أراد أن يقطع بها الأشياء |
| kamp yapmayı severim. ¶ Her şey olabilir ¶ | Open Subtitles | أحب التخييم , أي شيئ وارد الحدوث |
| ve bunu öğrenene kadar, asla kamp yapmayı anlayamayacaksın! | Open Subtitles | ،وحتى تعرفي كيف تمشي معه ! لن تستطيعي التخييم مطلقاً |
| kamp yapmayı ve doğayı hiç sevmiyorsun sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت أنك تكره التخييم و الطبيعة |
| Bir dakika, kamp yapmayı sen de mi sevmiyorsun? | Open Subtitles | مهلا لحظة ، أتكره التخييم أنت أيضا ؟ |
| Ne zamandır kamp yapmayı seviyor? | Open Subtitles | منذ متى وهو يحب التخييم بالخارج ؟ |
| kamp yapmayı seviyor. | Open Subtitles | فهي تحب التخييم |
| Hayır, burada böyle kamp yapmayı seviyorum. | Open Subtitles | كلا، أحب التخييم هنا |
| Bu, azimle yürüyüşü, kamp yapmayı veya benimle dağ bisikleti kullanmayı reddettiğinden olmasın, Shawn? | Open Subtitles | ذلك لأنّكَ ترفض وبشدة التنزّه، أو التخييم (أو ركوب دراجات الجبال معي، (شـون |
| Annesiyle kamp yapmayı severlerdi. | Open Subtitles | كان هو وأمه يحبون التخييم |
| Ava çıkmayı ve kamp yapmayı severdi. | Open Subtitles | كان يحب أن يصطاد والذهاب للتخييم. |