| Evet efendim var. Bu özel grubun kampus içinde çalışmasına çok uzun bir süredir izin veriliyor. | Open Subtitles | نعم سيدي، هذه المجموعة بالذات سمح لها إدارة الحرم الجامعي لمدّة طويلة جدا |
| Kütüphane terminali doğrudan kampus servis sağlayıcısına bağlı. | Open Subtitles | محطات المكتبة مرتبطة مباشرة إلى مخدم الحرم الجامعي |
| kampus kütüphanesinde çalışıyormuş. Bir sürü arkadaşı varmış. | Open Subtitles | ، كان يعمل في مكتبة الحرم الجامعي ، لديه العديد من الأصدقاء |
| Görünüşe bakılırsa gece geç saate kadar kalıp kampus çevresinde koşmayı seviyor. | Open Subtitles | على ما يبدو هو يعشق البقاء مُتأخراً والذهاب للركض حول حرم المدرسة. |
| kampus kapılarındaki paparazzi duvarını gördüğünüze eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنك شاهدت عدد مصوري الفضائح عند باب الحرم الجامعي |
| Bahni'nin telefonunda iki saat telesekreter çıkınca kampus polisini aradım. | Open Subtitles | لمدة ساعتين و أنا أتصل في كل مرة أُحوَلَ ُإلى البريد الصوتي إتصلت بعدها بشرطة الحرم الجامعي. |
| kampus guvenliğinde kampuse girmeye yetkili araçların listesi vardır. | Open Subtitles | من المؤكد أن أمن الحرم الجامعي يملكون قائمة. للذين يسمح لهم بالقيادة داخل الحرم الجامعي. |
| kampus polisi olmadığınız kesin. | Open Subtitles | أنتم لستوا من شرطه الحرم الجامعي |
| Valley State kampus güvenlik şefi tarafından. | Open Subtitles | - أجل أخذها مني رجل الأمن من الحرم الجامعي بفالي ستيت |
| Öğrencilerimi kampus dışına çıkaramam. | Open Subtitles | لااستطيع ان اخذ طلابي من الحرم الجامعي |
| kampus çok güzel, öğretmenler inanılmaz. | Open Subtitles | نعم - ستحبها - الحرم الجامعي جميل , المعلمون مدهشون |
| kampus gezisinde tanışmıştık. | Open Subtitles | إلتقينا أثناء جولتك في الحرم الجامعي. |
| kampus dışında ufak bir yol moteliydi. | Open Subtitles | فقط فندق صغير خارج الحرم الجامعي |
| - böylelikle kampus hakkında onlara bilgi toplayabilecektim. | Open Subtitles | - تحصلت على - معلومات لهم بخصوص الحرم الجامعي |
| - Üzgünüm, yeni öğrencilere kampus gezdirmek istemiyorum. | Open Subtitles | -آسف, نحن لسنا مهتمين بـ ... -بالتباهي بمواهبنا في أرجاء الحرم الجامعي... |
| Birlikte Wharton'a gidiyoruz. Ben kampus dışında yaşıyorum. | Open Subtitles | حسنا , نحن نذهب الى (وارتون) معا , أنا اعيش خارج الحرم الجامعي |
| Teksas'daki Baylor'ı istedik ama onların zaten kampus içi sosyal ağları varmış., | Open Subtitles | حسناً لقد أردنا التوسع إلى (بايلور) في (تكساس) لكنهم يمتلكون شبكة اجتماعية في الحرم الجامعي |
| İçinde havaalanı kodları ve yönetmelik kitabı kayıt paketi, kampus kuralları ve akıl programımızla ilgili bilgiler var. | Open Subtitles | التى تحتوى على قواعد المطار و قوائم التنظيم حزمة تسجيلك, و حرم المطار و معلومات عن برنامجنا الاستشارى |
| Tek istediğim kampus polisiyle ve arkadaşlarıyla konuşup suç unsurunu elemek. | Open Subtitles | إسمع ، جلُ ما أريده التحدث مع شرطة حرم الجامعة، الأصدقاء، لإستبعادالمسارالجنائي. |
| 60'ların kampus eylemcisi değil miydi? Jerry Rubin ya da Mario Savio gibi. | Open Subtitles | ما كان هو نوع من a ' راديكالي حرم ستّينات جامعي مثل a جيري روبن أو ماريو سافيو؟ |
| Ah, bana kampus işlerinde yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أوه، أردت أن أشكركم جميعاً لمساعدتكم لي في القيام بواجبات الصيانة للحرم الجامعي |