Küçük yaşına rağmen tam bir haydut gibi yaşamışsın ve bu davadaki şiddet olayları bana hala tehlikeli bir birey olduğunu kanıtlamıştır. | Open Subtitles | وطوال حياتك القصيرة الماضية تصرفت وكأنك رجل عصابة وهذه الحادثة العنيفة قد أثبتت لي أنك مازلت شخصاً خطيراً |
Ve bir kez daha polis, Miami'nin de güvenli olduğunu kanıtlamıştır. | Open Subtitles | مع مواطنينا ومرة أخرى، الشرطة أثبتت أن "ميامي" آمنة أيضًا |
Sylvie onurlu bir kadın olduğunu kanıtlamıştır. | Open Subtitles | سيلفي أثبتت نفسها على أنها إمرأة شريفة |
Bu hizmetçi, işe uygun ve tahta sadık olmadığını kanıtlamıştır. | Open Subtitles | هذه الخادمه اثبتت انها غير كفاء للعمل و خائنه للملكه. |
Araştırmalar yalın ayakla dolaşmanın stresi azalttığını kanıtlamıştır. | Open Subtitles | اثبتت الدراسات ان الركض حافي القدمين يقلل القلق |
- Çalışmalar kanıtlamıştır ki... | Open Subtitles | - الطلاب سوف يثبتون هذا ... . |
- Çalışmalar kanıtlamıştır ki... | Open Subtitles | - الطلاب سوف يثبتون هذا ... . |
Efendim, tüm saygımla belirtirim ki Gwen Cooper çok yararlı olduğunu bize kanıtlamıştır. | Open Subtitles | " قون كوبر " أثبتت نفسها مفيدة كبرى |
Bayan Virginia Johnson, kendisini yetenekli bir asistan olarak kanıtlamıştır. | Open Subtitles | السيدة فيرجينيا جونسون اثبتت نفسها كمساعدة كفىء |