"kanıtlamamız" - Translation from Turkish to Arabic

• نثبت
• لإثبات
• نثبته
• نُثبت

O yüzden yaptığımız şeyin gerçeğine en yakını olduğunu ona kanıtlamamız lazım.
لذا يجب ان نثبت له انه بإمكاننا صنع شيء قريب من الواقع

Clay Shaw'un karıştığı bir komplonun varlığını kanıtlamak için... öncelikle suikastta birden fazla tetikçinin bulunduğunu kanıtlamamız gerek.
لإثبات أن هناك مؤامرة متورط فيها كلاي شو يجب أن نثبت أن هناك أكثر من رجل واحد متورط في عملية الاغتيال

Eğer ona gelirse sıra, senin yapmadığını kanıtlamamız lazım.
لو وصل الأمر إلى هذا الحد، سوف نثبت أنكِ لم تفعلي ذلك

Tabii, bunu bilimsel olarak kanıtlamamız gerekecek.
حسنا سنحتاج ان نثبته بالابحاث العلميه

Onlar karar vermeden, bizim modelin ne kadar süre kazandıracağını kanıtlamamız gerek.
قبل ان يفعلـوا ذلك علينا أن نُثبت كم من الوقت الذي سيوفره تصميمنا لهـم

Hala yapabildiğimizi dünyaya kanıtlamamız gerek.
نحتاج الى ان نثبت للعالم اننا مازلنا نملك الموهبة

Boru hattını düzeltebileceğimizi kanıtlamamız lazım.
يجب علينا أن نثبت أننا يمكن وضع خط الانابيب.

Tamam, oradaki çocuklarla konuşurum, ama kendimizi kanıtlamamız gerek.
حسنا، سأتحدث إلى هؤلاء الرجال هناك، لكن سيكون علينا أن نثبت أنفسنا.

Müvekkilimizin bu adamın intiharıyla ilgisi olmadığını kanıtlamamız lazım.
إذا علينا أن نثبت أن موكلنا ليس له علاقة بإنتحار ذلك الرجل

Bu da, Ashley'nin suçlu olduğunu kanıtlamamız gerektiği anlamına geliyor.
-شكرا وهذا يعنى اننا يجب ان نثبت ادانة أشلى

Başka hiçbir şeyin sonuç vermediğini kanıtlamamız lazım.
يجب أن نثبت أن لا شيء آخر ينجح

Sıradan bir vatandaş olduğunu kanıtlamamız lazım.
يتعين علينا أن نثبت ان هو شخصيه خاصه

Hak ettiğimizi kanıtlamamız yeterli.
لابد أن نثبت جدارتنا بطريقة ما

Ama bunu bakanlığa kanıtlamamız lazım.
ولكن يتعين علينا أن نثبت ذلك للوزارة.

Sally'nin köstebek olduğunu kanıtlamamız lazım.
علينا أن نثبت إن كانت سالي هي الخائنة.

Bunu kanıtlamamız için bize yardım etmiştin.
انا اتذكر انتي ساعدتينا لكي نثبت هذ

Güya benim ve Nicki'nin bu süre içinde yaşamlarımızı, düzene sokabileceğimizi kanıtlamamız gerekiyor.
لتكون فترة كافية لى و ل(نيكى) أن نثبت أنه بإمكاننا الحفاظ على حياتنا معاً ، كما تعرفين

Yani bize yapabileceğimizi kanıtlamamız için şans veriyorlar.
أعني إنهم يُعطوننا فرصةً لإثبات قدرتنا على معالجة الأمور

Çok sıkıcı bir bilinçaltı olduğunu kanıtlamamız yaklaşık bir saatimizi aldı.
حسناً، يستغرقنا الأمر أكثر من ساعة لإثبات أنّ ما دون وعيها مضجر للغاية

- Bizim de kanıtlamamız gereken bu.
-وهذا ما يجب أن نثبته

Sadece kanıtlamamız gerekiyor.
علينا أن نُثبت ذلك فحسب.