- Eğer bunun değiştirilebildiğini ona kanıtlarsak... - Işığı göreceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | إذا استطعنا أن نثبت له أننا يمكن أن نعدلها تعتقد أنه سيرى الضوء |
Eğer tehdit olmadığımızı kanıtlarsak, baskını iptal edecektir. | Open Subtitles | ،إذا استطنا أن نثبت لها أننا لا نمثل تهديدًا لها ستلغي أمر الإغارة علينا |
Bizim modelin çalıştığını kanıtlarsak bize istediğimiz plütonyumu verecekler. | Open Subtitles | انهم سيعطونا البلوتونيوم لو استطعنا ان نثبت مدي نجاح نموذجنا |
Riley'yi Jacob'ın öldürdüğünü kanıtlarsak idam durdurulur mu? | Open Subtitles | ان اثبتنا ان جيكوب قتل رايلي, اسنحصل على تأجيل تنفيذ؟ |
Peki ya burasının lanetli olduğunu kanıtlarsak? | Open Subtitles | ماذا سيحدث ان اثبتنا ان هذا المنزل فعليا مسكون ؟ |
Eğer bunu kanıtlarsak, bir cinayetimiz olur. | Open Subtitles | إن تمكنا من إثبات هذا، سنثبت أنها جريمة قتل. |
Yani sizin adamınızın ona yardım ettiğini kanıtlarsak tam yükle suçlanır. | Open Subtitles | لذا، لو أثبتنا أن رجلكم ساعده في عمل ذلك، |
Eğer bunu yapabileceğimizi kanıtlarsak ki bu çok zor bize düzenli olarak mal sağlar. | Open Subtitles | -إن أستطعنا أن نثبت أنفسنا -تلك "إن" صعبة سوف يورد لنا دوريّاً |
Bu adamların yasadışı olarak öldürüldüğünü kanıtlarsak, High Star'ı bundan sorumlu tutabilir ve ailelerinin zararlarını karşılayabiliriz. | Open Subtitles | نثبت أن أولئك الرجال قد ماتوا بطريقة غير شرعية، حتى نحمّل (هاي ستار) المسؤولية ونحصل على تعويض لعائلاتهم. |
Malachi ile Darius'un Miller Beck'i öldürdüğünü kanıtlarsak, kurtulursun. | Open Subtitles | لو استطعنا أن نثبت بأنّ (ملاخي) قد (أمر (داريوس) بأن يقتل (ميلر بيك) عندها سيبرئ (هنريّ |
Eğer Hutten'ın Ernie ile olan bağlantısını kanıtlarsak Hutten'ın suçlu olduğunu da kanıtlarız. | Open Subtitles | إذن لو اثبتنا صلة (هاتن) بـ(إرني)، فإننا سنثبت ذنب (هاتن). |
Bu benim de problemim, eğer Troy'un Büyükannesini öldürdüğünü kanıtlarsak, bende hapishaneye girmem! | Open Subtitles | هذه هي مشكلتي، إن تمكنا من إثبات أن (تروي) قاتل جدته حينها لن أزج في السجن! |
- Bunun olabileceğini kanıtlarsak peki? | Open Subtitles | ماذا لو أثبتنا أنه يمكن أن يحصل؟ |
Elçi Kyi, yakutun başka biri tarafından çalındığını kanıtlarsak Christopher'i serbest bırakacağınızı varsayıyorum. | Open Subtitles | سعادة السفير (كي) ، لو أثبتنا أن شخصًا آخر قد سرق الياقوتة فأفترض بأنك ستطلق سراح (كريستوفر)؟ |