"kanıtlayabiliriz" - Translation from Turkish to Arabic

    • إثبات
        
    • نثبت
        
    • نُثبتَه
        
    • إثباتُ
        
    Muhtemel her olasılığı denemeden bunu şöyle kanıtlayabiliriz. TED إليك كيف يمكننا إثبات ذلك بدون فرز كل الحالات الممكنة.
    Ama şu anda taktığın kemerin Pauly Flores'e ait olduğunu kanıtlayabiliriz. Open Subtitles ولكننا لا نستطيع إثبات أن كنت ترتدي الحزام ينتمي إلى بولي فلوريس.
    - Evet. Bunu araştırıp, kanıtlayabiliriz. Ama bunun için zaman harcamak istemiyorum. Open Subtitles أجل , و يمكننا التعمق بالبحث و إثبات ذلك , لكنني لا أريد قضاء المزيد من الوقت بفعل ذلك
    Bunu kanıtlayabiliriz. Bilmediğimiz bunu neden yaptıkları. Open Subtitles نستطيع أن نثبت ذلك ولكن ما لا نعرفه هو لماذا؟
    Ama eğer Emily'yi bulursak, o zaman Lionel'ın yasadışı olarak insan klonladığını kanıtlayabiliriz. Open Subtitles و لكن اذا عثرنا على إيميلي يمكننا أن نثبت أن ليونيل كان يقوم بإستنساخ أشخاص بطريقة غير مشروعة
    Bak bunu kanıtlayabiliriz.Hepsini açıklar ve olanı biteni açığa çıkarır kazanırız Open Subtitles إذا أنت كنت على حق يارجل، حسنا؟ ويمكننا إثبات ذلك يمكننى أن أصور لك ونظفر بهؤلاء الأمهات على الحائط
    Ona ne bilgi verildiğini bulursak, yalan söylediğini kanıtlayabiliriz. Open Subtitles نريد معرفة مالذي أعطي له حتى نتمكن من إثبات أنه كان يكذب
    Her şeyi kanıtlayabiliriz. Open Subtitles لكن عليك فقط ان تستمع إلي نحن نستطيع إثبات كل هذا
    Flora Hernandez'in öldürülmesinden hemen önce hamile bırakıldığını kanıtlayabiliriz. Open Subtitles نحن نستطيع إثبات أن فلورا هرنانديز اكتشفت أنها حامل قبل أن تغتال,
    Aramızdakileri bir kenara bırakırsak, bu skandalın arkasında onun olduğunu kanıtlayabiliriz. Open Subtitles إن أمكننا وضع خلافاتنا جانباً, فقد نكون قادران على إثبات أن زوجي خلف الفضيحة.
    Hala birinci hastanın onu aradığını kanıtlayabiliriz. Open Subtitles لا يزال يُمكننا إثبات أنّ المريض الحامل للفيروس إتّصل بها أولًا.
    Bu sayede kemerdeki kanın, Cam'e ait olmadığını kanıtlayabiliriz. Open Subtitles وبتلك الطريقة يُمكننا إثبات أنّ الدماء التي على الحزام ليست دماؤه.
    Ama parasını öyle kazanmıyor ve bunu kanıtlayabiliriz. Open Subtitles لكن تلك ليست طريقة كسبه للمال وبإمكاننا إثبات ذلك
    Şu anda geleceği değiştirebileceğimizi kanıtlayabiliriz. Open Subtitles يمكننا إثبات أنه بإمكاننا تعديل المستقبل الآن وباللحظة الراهنة
    Hayır, sen yapmadın. Orada üçüncü birinin olduğunu kanıtlayabiliriz. Open Subtitles لا أنتِ لم تفعلي , نستطيع أن نثبت وجود شخص ثالث معكم
    Bu şekilde, delilin olaydan sonra konduğunu kanıtlayabiliriz. Open Subtitles وبتلك الطريقة يمكننا أن نثبت أن الدليل قد أتى بعد الجريمة
    Korumaya çalıştığın için teşekkürler ama Pam gerçekten hamile ve kanıtlayabiliriz. - Evet. Open Subtitles شكرا لدفاعك لنا, لكن حقيقة ً حامل و نستطيع أن نثبت
    Sadece biz, bu ulusun hayatta olduğunu ve işe yarar olduğunu kanıtlayabiliriz. Open Subtitles فقط نحن بأمكاننا أن نثبت أن هذه الدولة على قيد الحياة و أن تكون مفيد لأي شيئ
    Eğer çekimlerinden birini aynı kasırgaya bağlayabilirsek yalan söylediğini kanıtlayabiliriz. Open Subtitles أي من هذا التصوير بنفس الإعصار يمكننا أن نثبت أنهُ يكذب
    Flora Hernandez'in öldürülmesinden hemen önce hamile bırakıldığını kanıtlayabiliriz. Open Subtitles نحن يمكن أن نثبت أن فلورا هيرنانديز اكتشفت أنها حامل مبـاشرة قبل أن تقتل
    Bunu kanıtlayabiliriz. Open Subtitles نحن يُمْكِنُ أَنْ نُثبتَه.
    Senato'nun etik kurallarını çiğnedi. kanıtlayabiliriz. Open Subtitles لقد خرقت قواعد مجلس الشيوخ الأخلاقية، بإمكاننا إثباتُ ذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more