"kanada'daki" - Translation from Turkish to Arabic

    • في كندا
        
    • فى كندا
        
    Farketmiş olduğunuz gibi, Kanada'daki seçimler şaka gibi. Haksız ve gelişigüzel sonuçlar veren TED وكما تلاحظون فان الانتخابات في كندا مهزلة فنحن نعتمد على انظمة قديمة جداً
    Kanada'daki hayırsever grupların savunma yapmalarına müsade edilmiyor. TED ان المجموعات التي تعمل على الامور الخيرية في كندا لا يحق لها ان تقوم بعمليات دعائية
    Hint Okyanusu'nda Acanthaster planci denizyıldızı, Büyük Göller'deki zebra midyeleri, Kanada'daki spruce kurdu. TED نجم البحر ذو التاج الشوكي في المحيط الهندي، بلح البحر المخطط في البحيرات العظمى، دودة البراعم الراتينجية هنا في كندا.
    Aileye, Kanada'daki ilk yıllarında destek olabilmek için yeterli miktarda para biriktirmeniz gerekiyor ve ardından uçağa binip şehrinize geliyorlar. TED عليك أن تجمع ما يكفي من المال لدعم الأسرة لعامهم الأول في كندا وبعدها يستقلون حرفياً طائرة إلى مدينتك
    .. Ben babanı bu yüzden bıraktım ve Kanada'daki erkek kardeşimin yanına geldim. Open Subtitles تركت والدك و قررت الذهاب الى أخي فى كندا.
    Kanada'daki en ünlü profesyonel güreşçidir. Onunla 2002'de, Kamloops Memorial sahasında Atılgan Rick Rogers'ı mağlup ettikten sonra tanışmıştım. Open Subtitles إنه أشهر مصارع محترف فى (كندا) لقد قابلته بعد أن هزم المتهور (ريك روجرز).
    Kanada'daki tüm Hintlilere selamlar. Open Subtitles مرحبا بجميع الهنود في كندا دعوني أخبركم عن شيء مهم
    Kanada'daki Alberta Üniversitesi'nden bir matematikçinin bulduğu bir teknik bu. Open Subtitles انها تقنية تم تطويره من قبل عالم الرياضيات من جامعة ألبرتا في كندا.
    O zaman Kanada'daki katran kumlarından petrol çıkarırız. Open Subtitles هنا تقام عملية تنظيف النفط من الرمال في كندا حتى الآن
    Fakat Kanada'daki bu topraklarda eriyen karların altında bir şey hareket ediyor. Open Subtitles ولكن هنا في كندا , تحت ذوبان الثلوج شيء يتحرك
    Kanada'daki kadar ölümcül soğuklar yaşanmaz. Open Subtitles لن يكون هنالك صقيع مُميتٌ كما هو الحال في كندا.
    En son lisedeyken Kanada'daki Uzay Kampı'na gittiğinde birkaç hafta konuşmamıştık. Open Subtitles آخر مرة لم نتكلم بها مع بعض لمدة أسبوع كانت في الصف العاشر عندما ذهبت للتخييم في كندا
    Migrenimi azdırdım. Kanada'daki kızını haftada bir ararmış tuhaf aramalar birkaç arkadaşına. Open Subtitles حتى أصابني صداع, كان يتصل بابنته في كندا مرة أسبوعياً,
    Kanada'daki bağlantımızın adını öğrendim. Open Subtitles حسناً , لقد حصلت على وسيلة الاتصال في كندا
    Tabi ki bunlar Kanada’daki öğrenciler, dünyanın en temsili nüfusu değil. TED طبعا ، هولاء هم طلاب في كندا وليسوا الأكثر تمثيلا لسكان العالم وهم أيضا ميسورين و أثرياء إلى حد ما ، وغير ذلك من الأشياء
    Kanada'daki kardeş kiliseye götürüyorlar. Open Subtitles الى الأبراشية الشقيقة عبر النهر في كندا
    Ama bu Kanada'daki insanlar sana ne öğretmeye çalışırsa... çalışsın, her şey sana bağlı. Open Subtitles - نعم يمكنني ذلك - لكن لا يستطيع الأشخاص في كندا أو أي مكان في العالم أن يعلمك هذا
    Kanada'daki en karanlık tünellerden biriydi. Open Subtitles كان أحد أكثر الأنفاق ظلمة في كندا
    .. Kanada'daki yerler. Open Subtitles الموجودة فى كندا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more