Az önce Ethan Kanin'le görüştüm. Bauer'a Burnett'i sorgulaması için izin vermemi emretti. | Open Subtitles | لقد أغلقت الهاتف للتو من (إيثان كينن) لقد أمرني بترك (باور) يستجوب (بورنيت) |
Çok acil. Başkan güvenlik çemberine alındı. Ethan Kanin'i görmeniz gerek. | Open Subtitles | إنها في موقعٍ مؤمن ستحتاجين للوصول إلى (إيثان كينن) |
Renee'ye arkamdan iş çevirterek, istediğini elde ettiğini düşünebilirsin ama Ethan Kanin sorgulamayı benim yönetmemi emretti. | Open Subtitles | انظر، قد تعتقد بأنك حصلت على ما أردت بجعل (رينيه) تذهب من وراء ظهري لكن (إيثان كينن) أمرني بتركك تستجوب (بورنيت) |
Bakan Kanin yaklaşık 10 dakika önce kendi telefonundan bana ulaşmaya çalıştı. | Open Subtitles | الوزير (كانن) حاول الاتصال بي قبل حوالي عشر دقائق على هاتفه الخاص |
Bu görüşmeyi sadece Bakan Kanin'ın ısrarı üzerine kabul ettim. | Open Subtitles | لقد وافقت على هذا اللقاء فقط بتوصية من الوزير (كانن) |
Bakan Kanin, arkalarında sakladıkları mevhume de bu zaten. | Open Subtitles | وزير (كانين), هذا هو الخيال الذى يختبأون خلفه |
Sayın Kanin. Ryan Burnett, Senator Mayer'in personel şefi. | Open Subtitles | سيد (كاينن)، أنا (راين بيرنت) رئيس طاقم السيناتور (ماير) |
Bay Kanin. CNB'den Ken Dellao. | Open Subtitles | سيد (كينن)، أنا (كين ديلاو) وكالة المخدرات المركزية |
Hayır Bay Kanin, hayır! Bu işi benim üzerime yıkamazsınız. | Open Subtitles | لا، لا، سيد (كينن) لن تُلقي بالمسؤولية عليّ |
Bay Kanin, şüphelerim doğru çıkarsa çok ciddi sonuçları olacağının siz de farkındasınızdır. | Open Subtitles | سيد (كينن)، إن كانت شكوكي صحيحة أنت من كل الناس ستتفهم مقدار خطورة تلك العواقب |
Ethan Kanin şu anda Beyaz Saray'dan ayrılıyor. Kendisini gözaltına alın. | Open Subtitles | (إيثن كينن)، في طريقه للخروج من "البيت الأبيض"، وأريد احتجازه |
Bay Kanin'le yakınlığı dikkate alınırsa başkanın bu konuda tarafsız kalması mümkün olamaz. | Open Subtitles | أخذاً بالاعتبار علاقتها الشخصية بالسيد (كينن) لا تريد الرئيسة التدخل بالتحقيق |
Ajan Moss, ben Ethan Kanin. Başkan da yanımda. | Open Subtitles | العميل (موس)، (ايثن كينن) يتحدث إنني هنا مع الرئيس |
Sayın Başkan, siz ve Sekreter Kanin, şimdi harekete geçmelisiniz. | Open Subtitles | كل شيءٍ سيكون على ما يرام سيدتي الرئيسة سيدتي الرئيسة يتعين عليكِ والسكرتير (كينن) التحرك الاَن |
Hayır, hayır. Bay Kanin, bu suçu benim üzerime atamazsınız. | Open Subtitles | لا، لا، سيد (كينن) لن تُلقي بالمسؤولية عليّ |
Az önce Ethan Kanin'le görüştüm. | Open Subtitles | لقد أغلقت الهاتف للتو من (إيثان كينن) |
Keşke konu o olsaydı Bay Kanin. Ama... | Open Subtitles | أتمنى لو كان الأمر كذلك سيد (كينن) فالحقيقة هي... |
Elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, Bay Kanin fakat şimdilik size verebileceğim bir cevap yok. | Open Subtitles | نحن نقوم بكل شئ في قدرتنا يا سيد (كانن) لكن في الوقت الراهن لا أملك إجابة لك |
Oturun, Bay Kanin. Bilmeniz gereken birkaç şey var. | Open Subtitles | اجلس يا سيد (كانن) هنا أمور عليك معرفتها |
Affedersiniz efendim ama Jack Bauer Bakan Kanin'i istiyor. | Open Subtitles | عذراً سيدي. لكن (جاك باور) يتصل بالوزير (كانن) |
Ethan Kanin içeride ölmek üzere. | Open Subtitles | (إيثان كانن) يحتضر هناك علينا أن نطلب المسعفين له |
Sayın Başkan, siz ve Sekreter Kanin, şimdi harekete geçmelisiniz. | Open Subtitles | ،سيدتي الرئيسة (أنتي ومساعدك السيد (كانين عليكما بالتحرك فورا |
Bay Kanin, eskiden Başkan Palmer'in ekibinde görev yaparken başdanışmanlık ofisinde bir takım değişiklikler yapıldığına şahit olmuştum. | Open Subtitles | سيد (كاينن)، قبل بضع سنوات (عندما كنت أعمل تحت الرئيس (بالمر لقد تم إعلامي ببعض التغييرات التي أجريت في مكتب رئيس الأركان |