"kanserojen" - Translation from Turkish to Arabic

    • للسرطان
        
    • مسرطنة
        
    • المواد المسرطنة
        
    • تسبب السرطان
        
    • سرطاني
        
    • مُسرطِنة
        
    Bu kanserojen bir madde, ama bu konuda endişelenmem gerekmiyor. Open Subtitles هذا مُسبب للسرطان ، لكن لا أحسب أن علي القلق من هذا
    Siz çocuklar bu kulede ne kadar asbest, kanserojen ve zehirli küfün olduğunu biliyor musunuz? Open Subtitles يا رفاق لديهم أي فكرة كم من الرصاص والأسبستوس ، والمواد المسببة للسرطان والعفن السام في هذا البرج؟
    Yani vaftiz için kullandıkları suda kanserojen madde mi var? Open Subtitles أهناك مواد مسرطنة في مياه المعمودية المستخدمة؟
    Aslında az uyku ve kanser arasındaki bağlantı o kadar güçlü ki Dünya Sağlık Örgütü gece vardiyalı tüm meslek türlerini uyku ve uyanma ritimlerindeki kesintiler sebebiyle muhtemel kanserojen olarak sınıfladı. TED في الحقيقة، فإن الرابطَ بين نقص النوم والسرطان قويٌّ جدًّا إلى درجة أنَّ منظمة الصّحة العالميّة قد صّنفت أي وَرديّة ليليّة على أّنها مادة مسرطنة محتملة، بسبب اضطراب إيقاعات النوم.
    Tuzlu su terbiyesi ve esmer şeker terbiyesi de % 60 oranda kanserojen etkiyi önleyerek ciddi düzeyde etkili oluyordu. TED تتبيلة الماء المالح وتتبيلة السكر البني ,عملت بشكل جيد جداً كذلك .حيث قللت من نسبة المواد المسرطنة بنسبة 60 بالمئة
    Evet. Bilirsin işte kanserojen maddeler var ya. Open Subtitles أجل، كما تعلم، كلّ تلك المواد تسبب السرطان.
    Pasif içiciliğin kanserojen olduğu kanıtlandı. Open Subtitles أتعلم أنه تم إثبات أن التدخين السلبي هو .. عامل سرطاني
    Dünya Sağlık Örgütü, işlenmiş eti, tıpkı sigara, asbest ve plutonyum gibi birinci derece kanserojen, ve kırmızı eti de ikinci derece kanserojen olarak sınıflandırdı. Open Subtitles أساساً، كل ما ترعرعتُ متناولاً أياه. منظمة الصحة العالمية صنّفت اللحوم المعالجة على أنها مُسرطِنة من الفئة الأولى.
    Benim hipotezim bazı turşuların ızgara et yaparken oluşabilecek kanserojen maddeleri engelleyebileceği yönünde. Open Subtitles فرضيتي هي أن بعض المكونات ماء مالح قد تمنع المركبات المسببة للسرطان من تشكيل على اللحوم عند المشوي ذلك.
    Bombardıman uçağı, hidrojen bombaları, ışın silahları, ölümcül bakteriler, karşıt-madde dalgaları, kanserojen gazlar vb. üretiriz. Open Subtitles نحن ننتج القاذفات والقنابل الهيدروجينية أسلحة شعاعيّة, بكتيريا قاتلة .موجادات مادة مضادّة, غازات مسبّبة للسرطان, إلى آخره
    Bu restoranlar, tavuklarının içinde kanserojen madde olduğundan değil 65 nolu California yasasına göre dava edilmişti -ki bu yasaya göre eğer bir ürünün içinde tehlikeli madde varsa üretici firma bunu açık bir şekilde ifade etmek zorundadır.- TED لم يتم رفع دعوى قضائية ضدهم بسبب المواد المسببة للسرطان الموجودة في الدجاج ,و لكن بسبب المقترح 65 من ولاية كاليفورنيا والذي ينص على أنه إن كان هناك أي مادة خطرة في المنتجات .فـ على الشركات إذن أن تعطي تحذيراً واضحاً بذلك
    Ve sen de o yerin kanserojen olduğunu örtbas etmesi için bay Scherner'a yardım ettin. Open Subtitles وأنتِ ساعدتِ السيّد (شيرنر) بالتستر على أن الأرض مسببة للسرطان.
    Aslında o kadar kötü ki Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı insanlarda sirkadyen ritminin bozulmasının muhtemel kanserojen olduğunu açıkladı. TED في الواقع، تعد الأمور سيئة للغاية حيث الوكالة العالمية للبحوث السرطانية قالت أن تشوش إيقاع الساعة البيولوجية البشرية ربما تعد مسرطنة.
    Bazı spor ayakkabı üstleri deri gibi doğal kaynaklardan yapılır, ancak bu malzemenin bronzlaştırılması tatlı su ekosistemlerine zarar verebilecek kanserojen kimyasal olan kroma dayanır. TED تُصنع بعض الطبقات العليا للأحذية من مواد طبيعية مثل الجلد، ولكن يعتمد تلميع هذه المادة على الكروميوم، مادة مسرطنة من الممكن أن تضر النظام الطبيعي للماء العذب.
    Şunu farkettim ki pişirme süresini uzattığınızda kanserojen madde miktarı da hızla artıyor. TED ,و قد وجدت أنه عندما تزيد من مدة الطهي .تزيد كمية المواد المسرطنة بشكل سريع
    Fakat potansiyel kanserojen maddelerinin risklerini azaltmak için yapacağınız herşey kesinlikle hayat kalitenizi artırır. TED لكن أي شيء تقومون به للتقليل من خطورة المواد المسرطنة المحتملة .يمكن حتماً أن يرفع من جودة الحياة
    Evet. Bilirsin işte kanserojen maddeler var ya. Open Subtitles أجل، كما تعلم، كلّ تلك المواد تسبب السرطان.
    Akatsuka Kozmetik'in ürünlerinde kanserojen madde kullandığı ve yasadışı olarak denetimlerden kaçındığından şüpheleniliyor. Open Subtitles مستحضرات (أكاتسوكا) مشتبه بأنها تستخدم مادة تسبب السرطان بمنتجاتها و بالتهرب من التفتيش بصورة غير قانونية
    Uyluk kemiğinde kanserojen bir tümör. Cerrahi müdahaleyle alınmalı. Open Subtitles ورم سرطاني بعظم الفخذ يجب استئصاله جراحياً
    Çünkü çoğu zaman bu kemoterapilerin kendisi kanserojen. Open Subtitles ." ﻷن هذه العلاجات الكيميائيّة بحدّ ذاتها مُسرطِنة في غالبيّة اﻷوقات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more