"kapımın önünde" - Translation from Turkish to Arabic

• عتبة بابي
• أمام بابي
• على عتبة منزلي
• في ممرّ منزلي
• أمام باب

Tüm ay boyunca beni görmezlikten geliyor... sonra da ansızın ortaya çıkıp kapımın önünde beliriyorsun.
لقد ظهرتي على عتبة بابي فجأة بعد ان تجاهلتني الشهر الفائت

kapımın önünde dikilip hakaret mi edeceksin?
هل انت فقط ستجلس على عتبة بابي وتقوم بإهانتي ؟

Ta ki sen... 40 yıl sonra kapımın önünde görününceye dek,
عندما.. ظهرت على عتبة بابي بعد أربعين سنة

Başka bir erkeği görmeye giderken kapımın önünde neden hava attın?
لمَ استعرضتي جسدك من أمام بابي في طريقك لرؤية رجل آخر؟

kapımın önünde yürüyen insanlara katlanamıyorum.
لا يمكنني تحمّل الناس الذين يسيرون أمام بابي.

Her hareketimin izlenmesi gururumu okşasa da her sabah kapımın önünde bir gül olması çok daha güzel olurdu.
ملاحقتي في كل مكان يثير بداخلى الإعجاب وردة حمراء على عتبة منزلي كل صباح ربما تكون أكثر إغراءاً

Hayır değilsin. Sen gecenin yarısında kapımın önünde dikilmiş duran ürkütücü bir adamsın.
لا, أنت فقط رجل مخيف يقف أمام باب بيتي في أخر الليل

Bizzat burada işte. Kasap kâğıdına sarılı hâlde kapımın önünde buldum.
وهذه هي بعينها وجدتُها على عتبة بابي ملفوفةً بورق جزّار

Kriptonlu bir kız kapımın önünde beliriverdi.
فتاة كريبتونية ظهرت عند عتبة بابي

Ama kapımın önünde belirdiğin gerçeğine dayanarak birilerinin iyi haberler vermek üzere olduğunu düşünebilirim.
لكن حقيقة ...ظهورك على عتبة بابي يعني أن أحدهم مستعد لنشر أخبار جيدة

Oğlum, kendi kapımın önünde bir cinayet işliyor.
ابني ارتكب جريمة قتل على عتبة بابي

Ve ben kapımın önünde bunu görmek istemiyorum.
و لا أريد أن يتقيّؤوا على عتبة بابي

Bir de kapımın önünde ölü bir gelincik vardı.
لقد كان هناك حيوان ميّت على عتبة بابي.

kapımın önünde seferber bir ordu varken, hiçkimseyle müzakere etmem.
لن أتعامل مع أي امرىء بينما يربض جيش مسلح أمام بابي

Helede kapımın önünde bir orduyla duruyorsa.
مع مضيف المسلح أمام بابي.

Birkaç ay önce kapımın önünde pat diye beliriverdi.
فهي ظهرت فجأة على عتبة منزلي قبل عدة اشهر

Sen kapımın önünde durdukça, ilgilendiriyor.
إنه يعنيني حينما تقف على عتبة منزلي

Bir torbaya pislik doldurup kapımın önünde ateşe mi vereceksin?
ستحرق كيساً من الأوساخ وتضعه أمام باب غرفتي؟