| Teğmen Hailey'in senaryoya göre geçidin kontrolünü kapatması gerekiyordu. | Open Subtitles | في سيناريو الاختبار, الملازم هايلي كانت تحاول إغلاق أنظمة تحكم البوابة |
| Aynen öyle. Yani Mckay'in bunu zihniyle kendi kendine kapatması gerektiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | بالضبط ، ألا تعتقد أن مكاى يمكنه إغلاق هذا الشئ عقليا ؟ |
| Çünkü ekibinin davaları kapatması için her şeyi yapıyorsun. | Open Subtitles | حسناً، ذلك لأنّه لا يُوجد شيء يمنعك من إغلاق القضايا لفريقك. |
| Ben de bir doktoru bütün koridoru kapatması için etki altına aldım yani biz bizeyiz. | Open Subtitles | أذهنت الأطباء لإغلاق هذا الجناح بأسره، لذا فهو حصريّ لنا. |
| Hâline bak. Tüm dünyan benim etrafımda dönüyor. Belki de hislerini kapatması gereken kişi sensindir. | Open Subtitles | انظر لحالك، عالمك كلّه ينصب إليّ لعلّك من يتعيّن أن يقمع إنسانيّته |
| Hepinizin o kapıları kapatması gerek. | Open Subtitles | على كل واحد فيكم إغلاق هذا الباب |
| Bana telefon etmesi, bağırması ve telefonu kapatması eğer onu mutlu edecekse güzel bir aile için küçük bir bedel bu, anlıyor musun? | Open Subtitles | إن احتاجت إلى الاتصال والصراخ بوجهي ثم إغلاق الخط إن كان هذا يسعدها... فهو ثمن ضئيل أدفعه من أجل عائلة جميلة، أتفهم قصدي؟ |
| Birinin, onun çenesini kapatması lazım. | Open Subtitles | يجب عل أحد إغلاق مصيدته. |
| Telefonu onun suratına kapatması gerektiğini söylüyordum. John kabul etmedi. Yapamadı. | Open Subtitles | وأخبرتُ (جون) أنّ عليه إغلاق الخط فحسب، ولكنّه رفض، وقال أنّه لا يستطيع فعل ذلك. |
| McLeod'un teknik olarak bir istasyon daha kapatması gerekmiyor ama bütçeyi %10 düşürmeyi başarabilirse $200.000 prim alacak. | Open Subtitles | تقنياً (ماكلاود) ليس عليها إغلاق محطة أخرى لكنها ستتلقى مكافأة ب مائتي ألف دولار %إذا خفضت الميزانية ل 10 |
| Davayı kapatması için onu zorladım. | Open Subtitles | أجبرته على إغلاق القضية. |
| Birinin buharı kapatması gerek! | Open Subtitles | على أحد إغلاق البخار |
| Birinin buharı kapatması gerek! | Open Subtitles | على أحد إغلاق البخار |
| Davayı kapatması için onu zorladım. | Open Subtitles | منذ قضية الـ(هابستلز)، (سينكلير). أجبرته على إغلاق القضية. |
| - Neden kapısını kapatması yasak? | Open Subtitles | -لِمَ لا يمكنها إغلاق الباب ؟ |
| Başkan Yardımcısı'na Dulles Havaalanını kapatması ve Sophia'nın mikrobu yaymasını engellemesi için yalvardım. | Open Subtitles | رجوتُ نائبَ الرئيس لإغلاق مطار "دالاس" و إيقاف (صوفيا) من نشر العامل المرضيّ |
| Ama patronumun bu dosyayı kapatması gerekiyor. | Open Subtitles | لكن رئيسي بحاجه لإغلاق القضية |
| Ah, geçici karın kapatması hazırlayalım. | Open Subtitles | مؤقت باطنيّ لإغلاق لنعدها - ؟ |
| İnsanlığını kapatması için etkisi altına aldı. | Open Subtitles | -لقد سحره ذهنيّاً لإبطال إنسانيّته |