"kapsüle" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكبسولة
        
    • كبسولة
        
    • الحجيرة
        
    • مركبة هروب
        
    Herkesden öneriler alacağız ve genel olarak hemfikir olduğumuz bir şeyi kapsüle koyacağız. Open Subtitles سنستمع إلى الآراء من الجميع وكل شيء نوافق عليه سنضعه في الكبسولة الزمنية
    Paketler kapsüle kondu ve mühürlendi ertesi sabah dışarıya çıkarılıp gömüldü. Open Subtitles أدخلنا الأكياس و أغلقت الكبسولة الصباح التالي أخذناها للخارج و دفناها
    Ve aileme bazı notlar yazdım.Ama sonra tekrar yukarı tırmandım, aşağıdaki bulutlara tekrar baktım, kapsüle tekrar döndüm. TED و كتبت بعض العبارات لعائلتى. ثم صعدت مرة أخرى, و ألقيت نظرة على تلك السحب مرة أخرى, ثم ذهبت مجددا إلى الكبسولة
    Bir kapsüle konup uzaya yollanacak oradaki dünya dışı varlıkları araştıracak? Open Subtitles و الذي تم وضعه في كبسولة و اطلاقه للكون بحثاً عن الحياة الخارجية
    Seni kapsüle götürecek ve giriş kodunu verecek. Open Subtitles سأرشدكَ إلى الحجيرة وأمدُّكَ بقن المرور.
    Ayrıca, Katie Sparks, kurtarılmasının üzerinden çok geçmeden tekrar kapsüle binme düşüncesine ters tepki gösterdi. Open Subtitles أيضًا، "كايتي سباركس" كان لديها رد فعل معاكس لفكرة أن صعود مركبة هروب أخرى سريعًا بعد إنقاذها
    Hiçbir astronot, iklimledirme cihazı ile kapsüle girmez. Open Subtitles انت عملت خطأ، صديقي مفيش رائد فضاء دخل الكبسولة بمكيف هوائه
    Hastamız tehlikede değil. kapsüle sıvı nitrojen koyduğumuzdan beri mükemmel bir şekilde korunuyor. Open Subtitles بقايا المريض تبقى محفوظة طالما أن هناك نيتروجين سائل فى الكبسولة
    Ekip kapsüle doğru ilerliyor. Open Subtitles الطاقم سيتحرك الآن خلال الهيكل صوب الكبسولة
    Asalağın lavrasının bir kapsüle sığması mümkün. Open Subtitles من الممكن أن تتسع الكبسولة ليرقانة الطفيلي.
    kapsüle kişisel eşyalarınızı koyamazsınız. Open Subtitles لا يمكنكم اصطحاب الأمتعة الشخصية معكم إلى الكبسولة
    Bak, sorun çıkarmak istemiyorum ama Alacakaranlık kitaplarını kapsüle koymazsanız buradan gitmeyeceğim. Open Subtitles انظرِ، أنا حقاً لا أريد أن أسبب المتاعب ولكني لن أذهب قبل أن تضعي نسخة من الرواية فى الكبسولة الزمنية
    Alacakaranlık'ı okudun hayatını değiştirdi ve kapsüle koymaya karar verdin? Open Subtitles قرأتي الرواية وغيرت حياتك ووضعتيها فى الكبسولة الزمنية
    Alacakaranlık'ı kapsüle koymak zorunda değilsin. Open Subtitles لا يجب عليكِ أن تضعي الرواية في الكبسولة الزمنية
    Bence Alacakaranlık'ı kapsüle koymalıyız. Open Subtitles أعتقد أننا يجب أن نضع الرواية في الكبسولة الزمنية
    Bunlar minik kırıntılara ayrılıp bu metal kapsüle konmuş. Open Subtitles تم طوي هذه إلى قطع صغيرة ووضعت داخل هذه الكبسولة المعدنية
    Temelde, öldükten sonra vücudunuz kapsüle konuluyor, umm, sıvı nitrojenli? Open Subtitles في الأساس، بعد أن تموت، يتم وضع جسمك في كبسولة مع
    Belli ki bu sıvı haldeymiş yani tahminime göre, bir kapsüle enjekte edilebilir. Open Subtitles لذا أَفترضُ بأنّه محتملُ لوَضْعه في a كبسولة. الذي يَعْني بأنّه يَأْخذُ يُوقّتُ البعضُ للتَذْويب
    - Diğer kapsüle bineceksin, değil mi? Open Subtitles -ستدلف في الحجيرة الأخرى، صحيح؟
    Ayrıca, Katie Sparks, kurtarılmasının üzerinden çok geçmeden tekrar kapsüle binme düşüncesine ters tepki gösterdi. Open Subtitles أيضًا، "كايتي سباركس" كان لديها رد فعل معاكس لفكرة أن صعود مركبة هروب أخرى سريعًا بعد إنقاذها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more