"kapsülleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • كبسولات
        
    • الكبسولات
        
    • كبسولة
        
    Ya da nakliye kapsülleri, içlerinde küçük robotlar vardır belki. Open Subtitles أَو كبسولات نقل ربما مَع إنسان آلي صغير في الداخل
    İntihar kapsülleri. Oteldeki insanlar için. Open Subtitles كبسولات انتحار للأشخاص الموجودين بالفندق
    Kesinlikle, yakaladıklarında çiğneyecekleri siyanür kapsülleri vardır. Open Subtitles كبسولات السيانيد تحت أسنانهم في حال تمّ القبض عليهم
    Ayrıca mantar sporları ile zehir çözülmesini hızladıran başka bir elementi içeren bir takım kapsülleri kapsayan bir "decompiculture" kiti de yapıyorum. TED وأنا أيضا أصنع طقم الكائنات المتحللة، مزيج من الكبسولات التي تحتوي جراثيم الفطر اللامتناهي وعناصر أخرى تلك التي تسرع عملية التحلل وعلاج السموم.
    Bu küçük minicik kapsülleri geliştirip kasların içine koyup EMG sinyallerini uzaktan ölçmek istiyoruz böylece elektrot teması hakkında endişelenmemize gerek kalmayacak. TED نريد أن نطور تلك الكبسولات الصغيرة التي في حجم حبة الأرز والتي نستطيع زرعها في العضلات ومقياسأً عن بعد للإشارات العصبية ، بحيث لانحتاج إلى كل تلك الأقطاب.
    Kurtarma kapsülleri kendini imha etmez! Open Subtitles أنت كبسولة إنقاذ ولا تدمرين ذاتياً
    Senaryo, sahte silahlar ve patlayan boya kapsülleri hazır. Open Subtitles لدي سيناريو، أسلحة مزيفة، كبسولات طلاء متفجرة.
    Söylesene Bill aşırı sağcı hangi grup Sovyet K-3 kapsülleri kullanır? Open Subtitles أخبرني,بيل من أين تحصل مجموعة يمينية متطرفة علي كبسولات سوفيتية كي -3 ؟
    Roketlerle fırlatılan uzay kapsülleri olacak. Open Subtitles فسيكون لدينا كبسولات فضائية ترسل عالياً بصواريخ...
    Saha ajanlarının kapsülleri var. Open Subtitles -العمليات الميدانية لديهم مجموعة كبسولات
    Otelin içindeki insanlar için intihar kapsülleri. Open Subtitles كبسولات إنتحار للناس الموجودين بالفندق
    Sence ben sadece kan kapsülleri ve hokkabazlıklardan mı ibaretim? Open Subtitles أتظنني مجرد كبسولات دم وحيل تجميل؟
    Kemerimde sıvı nitrojen kapsülleri var. Open Subtitles هناك كبسولات نتروجين سائل في حزامي.
    Seni çıkarmak için patlayıcı mı? Yoksa siyanür kapsülleri mi? Open Subtitles متفجرات صغيرة أو كبسولات السيانيد
    Onları öylece terk edemeyiz hala yaşama şansları varsa vazgeçemeyiz istasyonun her yerinde kaçış kapsülleri vardı. Open Subtitles حسناً , لا يمكننا تركهم لا يمكننا ان نستسلم , إن كانت هناك فرصة بأنهم مازالوا أحياء كانت هناك كبسولات النجاة في كل انحاء المحطة
    Siyanür kapsülleri. Open Subtitles كبسولات السيانيد.
    Kaptan Hunt, bir şeyler yanlış. Zaman eğriliğinden uzaklaşıyoruz, Nietzschean filosu, bizim kaçış kapsülleri, hepsi yok oldu. Open Subtitles كابتن (هانت), يوجد خطأ ما, نحن نبتعد عن تأثير الجاذبية, ة لكن أسطول (النيتشن), كبسولات الهروب, جميعهم اختفوا
    Eger ben olsaydim bos kapsülleri öylece atmazdim. Open Subtitles الآن، لو كنتُ أنا... لن أرمي الكبسولات الفارغة.
    kapsülleri Bayan Blaine'e götür. Open Subtitles خذ هذه الكبسولات إلى السيدة (بلين)
    - Ben alırım efendim. kapsülleri Bayan Blaine'e götür. Open Subtitles خذ هذه الكبسولات إلى السيدة (بلين)
    Ama bu bir kurtarma kapsülü! Kurtarma kapsülleri kendini imha etmezler! Bu çok saçma! Open Subtitles أنت كبسولة إنقاذ ولا تدمرين ذاتياً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more