Bunların birçok yönden, dünyanın en büyük sorunlarını da kapsayan sorunlar olduğunu düşünüyoruz. | TED | أعتقد ان هذه هي بصورة عامة تشمل أكبر مشكلات العالم المحيطة بنا |
Esasında herkes için tüm olayları kapsayan tek bir kart olsaydı daha iyi olmaz mıydı? | Open Subtitles | ألن يكون أفضل أن يكون لدينا بطاقة واحدة، تشمل كل مناسبة لكل شخص في آن واحد؟ |
Ve doktorum beni hemen tüm vücudu kapsayan bir kemik taramasına gönderdi. Sol bacağımda biraz büyüme saptandı. | TED | وقال طبيبي انه يجب ان اخضع لفحص عظام شامل اظهر ان هناك نمو جسم غريب في رجلي اليسرى |
Ve onun gücünü tüm dünyayı kapsayan istilasını başlatmak için kullandı. | Open Subtitles | و استخدم قوته ليقوم بغزو شامل على العالم |
Eğitime karşı beşeri ilimleri, beden eğitimini, sanat dallarını da kapsayan geniş bir yaklaşımları var. | TED | لديهم نهج عريض جداً للتعليم يشمل العلوم الإنسانية والتربية البدنية والفنون. |
Ve Batı Avrupa'dan Orta Doğu'ya Afrika'nın bazı bölümlerini ve Akdenizin tamamını kapsayan her yöne binlerce kilometre uzanan bir bölgeyi yönetiyordu. | Open Subtitles | و هو يحكم منطقة تمتد لالاف الاميال من غرب اوروبا و الشرق الاوسط مرورا باجزاء من افريقيا و البحر الابيض المتوسط بأكمله |
Benim görme etiğim, gelişen ekonomileri ve uluslararası ilişkileri kapsayan 25 yıllık muhabirlik kariyerimde gelişti. | TED | أخلاقيات رؤيتي مستوحاة من العمل 25 عامًا كمراسلة تغطي الاقتصادات الناشئة والعلاقات الدولية. |
Yani bu alan bütün gezegenleri ve Pluto dışındaki Kuiper Kuşağı gezegenimsileri kapsayan Güneş Sisteminin genişliği oluyor. | Open Subtitles | بحيث يكون هذا حجم النظام الشمسي حسنا ، فإن جميع الكواكب وجميع كائنات حزام كويبر تخرج الى بلوتو ، لكنه لا يتوقف عند هذا الحد |
Finansal konuları kapsayan her şey, açıkçası ben de bu yüzden gidiyorum. | Open Subtitles | و تشمل كل شيء بما فيها الامور المالية و التي انا بصددها بالفعل |
"Atom" denilen çok küçük elementleri kapsayan konusmalar duyabilirsiniz. | Open Subtitles | أنت قد تسمع شخص ما الذي يدعُي تلك المسألة تشمل عناصر صغيرة تسمى الذرات |
Tüm türleri kapsayan Eşit Haklar Düzenlemesi için altyapı oluşturuyordum. | Open Subtitles | كنت هناك لجمع المعلومات وحسب لتمهيد الطريق لتحسين الحقوق المماثلة الجديدة التي تشمل جميع الأنواع |
Çevreni de kapsayan yaşam şartlarını değerlendiriyorum. | Open Subtitles | أنا أقيّم ترتيبات عيشك، والتي تشمل شركاءك المعروفين. |
Ateş etmek ya da etmemeyi kapsayan ahlaki açıdan belirsiz durumlar için. | Open Subtitles | لحالات غامضة من الناحية الأخلاقية التي تشمل أكثر من تبادل لاطلاق النار أو عدم اطلاق النار |
Müvekkilim altı yıllık otobiyografik hafızasını kapsayan geriye dönük amnezi sorunu yüzünden değerlendirmeye tabi tutuluyor. | Open Subtitles | يخضع موكلي لعملية تقييم بسبب إصابته بفقدان للذاكرة الرجعية والتي تشمل ذكريات فترة 6 سنوات أو أكثر من حياته. |
Her şeyi kapsayan bir çözümümüz var gibi davranmak istemiyorum, açıkçası bizim yok, ama burada ne yapmaya çalışıyorsak, en azından artık sorunun bir parçası olmuyoruz. | Open Subtitles | أنا لا أدعي أن لدي حل شامل للجميع بوضوح لم نفعل ذلك ، ولكن مع ما نحاول القيام به هنا على الاقل لم نكن جزء من المشكلة |
Bunu, ümitsizlik ve son bulmayı kapsayan bir duygu olarak tanımlayabilrim. | Open Subtitles | أنا أصفها كالتالي شعور شامل باليأس و العذاب |
Hepsini kapsayan, tek bir kosmos tasarımı mı var? | Open Subtitles | هل هناك تصميم واحد و شامل للكون ؟ |
İklim mühendisliği hakkındaki bu sorunla ilgilenen ve... ...etkileri hakkında ciddi olarak düşünen müzisyenleri,... ...bilim insanlarını, filozofları ve yazarları kapsayan bir tartışma. | TED | نقاش يشمل الموسيقيين والعلماء والفلاسفة والكتاب ، الناشطين و المهتمين بالهندسة المناخية و يفكرون بجدية في آثارها. |
Tüm hayatımı kapsayan bu teşekkür pek tabii şu anki ve eski arkadaşlarımı ve ne yaptıklarını bilmeyen o son dakika dostlarımı da kapsıyor. | Open Subtitles | هذا الشكر الذي يشمل حياتي كلها يشمل أيضاً أصدقاء الأمس واليوم |
Tüm evrene yayılmış olan ve her şeyi kapsayan görünmez bir madde. | Open Subtitles | غير مرئي لكنهُ يشمل على مواد تنتشر في الفضاء. |
Bugün, 1920 ve ötesini kapsayan gizli projeler listesiyle ortaya çıktı. | Open Subtitles | لقد حضرت اليوم مع قائمة مروعة من المشاريع والتي تمتد لسنوات قادمة ومابعدها |
Bu basit ama çok çarpıcı bir problem, tüm dünyayı kapsayan ve hepimizi etkileyen. | TED | مشكلة بسيطة جداً لكنها مدمرة . مشكلة تمتد لتشمل العالم وتؤثر على كل منا . |
Ancak tüm İnternet'i kapsayan bir harita yok. | TED | ولقد وضح أنه لا توجد خارطة تغطي كل الإنترنت. |
Seferberlik için hazır olan, bir SWAT takımına, tüm Florida sokaklarını kapsayan, ...bir haritaya, bir kap kahveye, 12 Jammy Dodgers'a ve de bir fese ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | سأحتاج فريق مهمات خاصة على استعداد للتحرك وخرائط شوارع تغطي فلوريدا كلها وإناء من القهوة و12 علبة بسكويت وطربوشاً |
1977'de gezegenlerin tesadüfi sıralanması, dış gaz devlerinin dördünü kapsayan en azından teoride kapsayan bir uzay aracı gönderme fikrini çıkardı. | Open Subtitles | في عام 1977، فرصة محاذاة الكواكب يعني أنه من الممكن، على الأقل من حيث المبدأ، لإطلاق مركبة فضائية إلى جميع الكواكب الأربعة الخارجية الغازية العملاقة. |