| Humphrey, savaş oyunlarımızdaki karışıklıklar senin gibi bir sondaj işçisinin anlaması için çok karışık. | Open Subtitles | همفري, التعقيدات من العاب حربنا انه شي معقد لشخص مثلك. |
| Yine de, bazı karışıklıklar oldu. | Open Subtitles | لقد كان هناك البعض من التعقيدات |
| Ondan sonra da bazı karışıklıklar ortaya çıktı. | Open Subtitles | و منذ ذلك الوقت نستطيع أن نقول تعقيدات قد طرأت على الموضوع |
| - Memur Drake, davanızla ilgili daha önce bahsetmediğim bazı karışıklıklar var. | Open Subtitles | لقد حدثت تعقيدات بشأن قضيتك لم أذكرها أبداً |
| Birinin ona gidip, söz verdiğin gibi düğüne odaklanmak yerine, küresel karışıklıklar ve kozmik radyasyon üzerine araştırmalar yaptığını söylemesi olur. | Open Subtitles | أن هناك شخصاً ما أخبرها بأنك في الحقيقة تُجري بحثاً على الإضطرابات العالمية و الإشعاع الكوني بدلاً من التركيز على الزفاف |
| Bazı karışıklıklar çıktı, yani bir süre Bay Graboski-Levitt sperminizi müşterisi olan bütün kadınlara vermiş. | Open Subtitles | حدثت بعض المضاعفات, مما يعني انه لفترة, السيد كرابوسكي ليفيت اعطى حيواناتك المنوية لجميع النساء في عيادته |
| Ama zamanlamayla ilgili bazı karışıklıklar oldu. Son dakika değişiklikleri vs. | Open Subtitles | ولكن كان هنالك بعض الالتباس بخصوص مواعيد الأشياء، تغييرات بآخر لحظة... |
| - Bazı karışıklıklar yaşandı, ve... operasyon sırasında Lisa yaralandı. | Open Subtitles | حدثت بعض التعقيدات و"ليزا" اُصيبت بالعملية |
| Bu süre içerisinde bir takım karışıklıklar sonucunda Bay LaFrance bütün müşterilerine sizin sperminizi vermiş. | Open Subtitles | ونظراً لبعض التعقيدات حصلت في تلك الفترة من عملية التوزيع انتهى الامر بسيد لافرونس ان قام بتوزيع كل حيواناتك المنويه على كل عملاءه |
| Erkek kıza aşık olur, kız erkeğe aşık olur karışıklıklar gelişir, ardından kahkahalar takip eder aşk hepsini fetheder, film sona erer. | Open Subtitles | رجل يقع في حب فتاة, وفتاة تقع في حب رجل، تتطوّر التعقيدات يعقبها ابتهاج، الحب ينتصر على كل شيء, ثم تظهر أسماء المشاركين في الفيلم. |
| Bazı karışıklıklar oldu. | Open Subtitles | جرت بعض .. التعقيدات |
| Bazı karışıklıklar oldu. | Open Subtitles | هناك بعض التعقيدات |
| Bazı karışıklıklar çıktı. | Open Subtitles | كانت هناك تعقيدات. |
| karışıklıklar olmadan olmuyor. | Open Subtitles | هناك تعقيدات صدقيني |
| Eşlik eden kişilerle karışıklıklar olmuş. | Open Subtitles | حدثت تعقيدات مع مرافقه |
| Birinin ona gidip, söz verdiğin gibi düğüne odaklanmak yerine, küresel karışıklıklar ve kozmik radyasyon üzerine araştırmalar yaptığını söylemesi olur. | Open Subtitles | أن يخبرها شخص ما أنك كنت تحقق في الإضطرابات العالمية والإشعاع الكوني بدلا من أن تركز على الزفاف مثلما وعدت |
| Başkanlığın ikinci turu ile ilgili karışıklıklar aşırı sağın adayının güce erişimini engelledi. | Open Subtitles | الإضطرابات المتعلقة بالجولة الثانية للحملة الإنتخابية... جعلت مُرَشَّح الحزب اليمينى المتطرف يصل إلى إتفاقية... |
| Bazı karışıklıklar var. Biran önce ameliyata almamız gerekiyor. | Open Subtitles | لقد حدثت بعض المضاعفات ونحتاج لاجراء عملية جراحية حالاً |
| Belli ki bazı karışıklıklar çıkmış. | Open Subtitles | وهم على ما يبدو كان المضاعفات. |
| Ama bazı karışıklıklar vardı. | Open Subtitles | ولكن كانت هناك بعض المضاعفات |
| Bazı karışıklıklar olmuş. | Open Subtitles | كان هناك بعض الالتباس. |