Ben karışmayacağım. Yardımcı olurum ama sadece sen istersen. | Open Subtitles | أنا لن أتدخل أنا سأساعد عندما تطلبين مساعدتى |
Belki sadece bileğine tokat yer ya da belki de on bin kez "İnsanların işlerine bir daha karışmayacağım" yazdırırlar. | Open Subtitles | ربما هي فقط , ستتلقى صفعة على معصمها أو يجبرونها على الكتابة ** أنا لن أتدخل شؤون البشريين مجدداً ** |
Ve söz veriyorum bir daha asla karışmayacağım sana. | Open Subtitles | واعدك نهائياً و أبداً بأنن لن أتدخل مجدداً |
Bir daha hayatlarınıza hiç karışmayacağım. | Open Subtitles | لن أتدخّل مرّة أخرى في حياتكم. |
Tanıyorum. Yaklaşık bir hafta önce şehirde görmüştüm... Ama olay her ne olursa olsun buna karışmayacağım. | Open Subtitles | نعم ، رأيتها في المدينة قبل أسبوع ولكن مهما كان الأمر ، فلن أتورط به |
Daha da karışmayacağım o zaman. | Open Subtitles | حسناً، إذن لن أتورّط أكثر. |
Bu olaya karışmayacağım ve ofisimi saçma şeylerin yaşandığı yere çevirmeyeceğim. | Open Subtitles | انا لن اتورط ولن احول هذا المكتب الي بيت ملئ بشتائم والعراك |
Kendi kendime, bu işe karışmayacağım demiştim. Ama yapamadım. | Open Subtitles | لقد قلت لنفسي ان لا اتدخل في هذا لكنني لم أستطع |
Tatlım, bu olaya karışmayacağım. | Open Subtitles | عزيزي.. لن أتدخل في نصف كل هذه المشاكل بينكما |
Bu işe karışmayacağım. Demek ki bir şey söyledi. | Open Subtitles | . لن أتدخل . هذا يعنى أنه قال شيئاً |
Bu gençlik gönül işlerine karışmayacağım. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | . لن أتدخل فى مرحلة الرومانسية المراهقة |
Merak etmesinler, bir daha hayatlarına karışmayacağım. | Open Subtitles | حسناً اخبريهم بألا يقلقوا أنا لن أتدخل في حياتهم بعد الآن . |
Bak hayatım, ben ilişkinize karışmayacağım. Yapma ya! Küçük bir iyilik istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، عزيزي ، لن أتدخل في علاقتك - بالله عليكِ إنه معروف صغير - |
Bu işe hiçbir şekilde karışmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتدخل في هذا إطلاقا. حظًا سعيدا. |
Peyton'ın şu sözde kayıt şirketine karışmayacağım. | Open Subtitles | لن أتدخّل فيما تسمّى شركة تسجيل التيتديرها(بيتون) |
Lütfen, işine karışmayacağım. | Open Subtitles | أرجوك , لن أتدخّل بالأمر |
Travis'in işine karışmayacağım. | Open Subtitles | -لن أتدخّل في أمور (ترافيس ). -بالله عليك (بوبي). |
Hiçbir şeye karışmayacağım. | Open Subtitles | ولن أتورط في أي شيء |
Buna karışmayacağım. Her yerde adamları var. | Open Subtitles | لن أتورط في هذا لديهم أناس بكل مكان! |
Bu işe karışmayacağım. Neden? | Open Subtitles | لن أتورّط في هذا الشأن |
Ben karışmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن اتورط |
"Benim kontrolümdeki gazeteler her zaman bağımsız olacak ve profesyonel çalışacak ve onlara karışmayacağım." | Open Subtitles | الصحف تحت سيطرتي ستكون دائما مستقلة وتدار بحرفية وأنا لا اتدخل فيها |
Şimdi, ben sizin işinize karışmayacağım... siz de benimkine... | Open Subtitles | الآن، أنا لن اتورطِ في عملِكَ... وأنا لا أُريدُك ان تتورط في عملي |