"karısını ve" - Translation from Turkish to Arabic

• زوجته و
• فقد زوجته
• في زوجته
• زوجته وأطفاله

Böylece Lou karısını ve çocuklarını terk etti ve Tina'ya taşındı.
إذا ، لو يترك زوجته و أولاده و ينتقل برفقة تينا

- karısını ve kızını koruyacağına inandı
ولقد وثق بك للايصال الى بر الامان كلا من زوجته و ابنته

sorun değil evlat bay Brenner'a karısını ve çocuklarını düşünmesi için bir şans verelim.
لندع فرصه للمستر برينر ليفكر فى زوجته و ابناؤه

karısını ve kayın validesini, bir okul yemeğinde et bıçağıyla öldürmüş.
قتل زوجته و امها في حفلة عشاء الكلية بسكين طعام

Andy, Shawshank hapishanesine 1947'nin başlarında karısını ve onu beceren herifi öldürme suçundan gelmişti.
اندى جاء الى سجن شاوشانك فى أوائل عام 1947 بتهمة قتل زوجته و عشيقها

karısını ve iki küçük çocuğunu öldürdüğüne inanmak istemiyorum.
لا اريد تصديق انه قتل زوجته و ولداه الصغيرين

Yani, karısını ve oğlunu kaybetmiştir, sürekli hap kullanır.
لديه الحبوب التي يتناولها، و يفتقد زوجته و ابنه

Lewis sadece sevgili karısını ve onun kutsal ideallerini görür.
لويس يملك عينين فقط لرؤية زوجته و أعتقادتها المباركه

Sadece aptallar olayı mahveder. Onun yerine karısını ve kızını öldürdüler.
أولئكَ الأغبياء أفسدوا الأمر و حسب، فقدّ قتلوا زوجته و إبنته عوضاً عنه.

Geçen yıl kendi evinde çıkardığı yangında karısını ve iki çocuğunu öldürmüş.
متضمنة حريق بالمنزل العام الماضي أدت لقتل زوجته و طفليه.

10 yıl önce Walsh karısını ve 14 yaşındaki çocuğunu haneye tecâvüz soygunundan kaybetmiş.
قبل 10 اعوام فقد والش زوجته و أبنه ذات ال14 عاما في عملية اقتحام و سطو للمنزل

karısını ve bebeğini biliyor mu?
حسناً , هل يعلم بعد , بشأن زوجته و طفله ؟

İlgi görmek için karısını ve kızını öldürür!
لقد إدعى موت زوجته و إبنته ليشتريالشفقة!

Kardeşim karısını ve kızı da annesini kaybetti. Ben de yedi yılda espri anlayışımı kaybettim,
أخي فقد زوجته و ابنته فقدت والدتها

Evde bekleyen karısını ve çocuklarını düşünmesi için.
ليفكر في زوجته و اطفاله في بيته

karısını ve iki kızını terk edip gitti.
لقد اختفى ترك وراءه زوجته و بنتاه

Üç yıl önce karısını ve oğlunu trafik kazasında kaybetti. Bunu atlatmak zaman alır.
لقد فقد زوجته وثلاثة من أبنائه فى حادث سيارة قبل ثلاثة أعوام وهذا يتطلب وقتاً لتجاوز ذلك

Bütün köyü yakılıp yıkılmış. karısını ve çocuklarını götürmüşler.
لقد احترقت قريته بأكملها و تشردت زوجته وأطفاله