Senden babama karşı ifade vermeni istemesine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق إنها طلبت منك بالشهادة ضد أبي. |
Ve ironik olan şu ki, kendi kardeşine karşı ifade verdi | Open Subtitles | يالا السخرية , هو يقوم بالشهادة ضد أخيه |
Neyse, sonuç olarak bir adam karısına karşı ifade vermesi için zorlanamaz. | Open Subtitles | بأية حال وختاماً ، لا يمكن إجبار الرجل على الشهادة ضد زوجته |
Oğlunun sana karşı ifade vermeyi kabul etmesi içini parçalamış olmalı. | Open Subtitles | يجب أن المسيل للدموع في أمعائك لمعرفة ابن بك وافق على الشهادة ضد لك. |
Eğer savcılık suç oluşmuş olabileceğine kanaat getirirse öğrenci ailesine karşı ifade vermek zorunda kalıyor. | Open Subtitles | الآن، إن كانوا يتابعون تهم.. على الطالب فيها أن يشهد ضد أحد والديه |
Bu, Curtis'in hayatını tehlikeye atmak için, Teğmen Kavanaugh'un hesaplayarak yaptığı bir hareketti onu zorla takıma karşı ifade versin diye. | Open Subtitles | هذهكانتخطوةمحسوبةمنالملازم"كافاناه " لوضع حياة " كورتيس " في خطر للفرض عليه للشهادة ضد فريقه |
Kennedy karşı ifade vermek üzere. | Open Subtitles | أن أشهد ضد كينيدي |
O pezevenge karşı ifade vermen gerekiyor dediğimde de her türlü yardımımı reddetti. | Open Subtitles | وهي ترفض أي نوع من المساعدة. لأنني حثثتها على أن تشهد ضد المقامر |
Büyük Tony'ye karşı ifade verince vaat edilen korumayı kaybetti. | Open Subtitles | الحماية التي وُعد بها عند شهادته ضد (توني) الاب |
Bree'ye karşı ifade vermek istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب بالشهادة ضد بري |
Peki, neden sana karşı ifade vermemden ziyade Harvey'e karşı ifade vermeyi düşünmüyorsun? | Open Subtitles | بدلاً من أخباري عدم الشهادة ضدك لماذا لم تفكر بالشهادة ضد (هارفي)؟ |
Arkadaşlarınıza karşı ifade vermeniz şu an büyük görünmeyebilir ama bunu yaparsanız ömrünüzün geri kalanını bununla geçireceksiniz. | Open Subtitles | الشهادة ضد اصدقائك قد تبدو و انها ليست شيئا كبيرا في الوقت الحالي, ولكنها شيئا سيكون عليك التعايش معهاا |
Onun bu canavara karşı ifade vermesini sağla. | Open Subtitles | اجبارها على الشهادة ضد هذا الوحش. |
Richard Reed'e karşı ifade vermeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت أن يشهد ضد ريتشارد ريد. |
Voight, Kızıl Kancalar çetesine karşı ifade verecek birini bulabileceğini söyledi. | Open Subtitles | فويت " يقول أنك ستحضر أحداً " " للشهادة ضد " ريد هوكس |
İhtiyacım olan en son şey, bir müşterime karşı ifade vermek. | Open Subtitles | هو أن أشهد ضد عميل |
Aileye karşı ifade veren tanık vardı ya? | Open Subtitles | تلك المُخبرة التي حضّرتِها لكي تشهد ضد العائلة |
Lütfen kapının gerisinde durun. Büyük Tony'ye karşı ifade verince vaat edilen korumayı kaybetti. | Open Subtitles | الحماية التي وُعد بها عند شهادته ضد (توني) الاب |