Bir erkek için ona aşık bir kadın en karşı koyamadığı şeydir. | Open Subtitles | لاشيء لا يقاوم بالنسبة للرجل أكثر من امرأة واقعة في حبه. |
Şüpheli artan riske rağmen kurbanlarına dinlenme tesisi tuvaletlerinde poz verdirerek karşı koyamadığı takıntısı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | يستعرض هذا الرجل إكراه لا يقاوم بموضعة ضحاياه في حمامات استراحات الشاحنات على الرغم من تصاعد المخاطر |
Güvelerin aleve karşı koyamadığı gibi termitler de bu parıldayan ışıklara karşı koyamazlar. | Open Subtitles | كما تنجذب العثة إلى الضوء؛ النمل الأبيض لا يستطيع مقاومة وهج ضوئها الحيويّ |
Herif 3.2 Milyon Dolarlık elması çalıyor ama güzel bir kıza karşı koyamadığı için yakalanıyor. | Open Subtitles | الرجل يسرق 3.2 مليون دولار من الماس ونحن نحصل عليه بسبب انه لا يستطيع مقاومة وجه جميل |
Ama duygusal derinliğin olduğunu gösterecek ve biz duygu adamlarınıın karşı koyamadığı anaçlık dürtüsünü ateşleyecek. | Open Subtitles | وسيثير لديه دافعاً للرعاية لا يمكن للحساسين من أمثالنا مقاومته |
karşı koyamadığı bir tuzak. | Open Subtitles | فخ فخ لم يكن في استطاعتها مقاومته ماذا ؟ |
Dolayısıyla ünlülerle tanışmasına yetecek kadar... parası olduğundan ve bu isteğe karşı koyamadığı için... Los Angeles'a geliyor. | Open Subtitles | حصل على المال ليساعده على الإختلاط مع المشاهير وبالتالي لا يمنكه أن يعتقل عندما يصل "لوس أنجلوس". |
Onun hakkında bildiğin tek şey bulmaca avına karşı koyamadığı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي بالتأكيد يعرفه عنه أنه لن يستطيع مقاومة مطاردة لغز |
Hepimizin, karşı koyamadığı bir şeyler var. | Open Subtitles | جميعنا نمتلك شيئاً لا يمكننا مقاومته |
Dolayısıyla ünlülerle tanışmasına yetecek kadar... parası olduğundan ve bu isteğe karşı koyamadığı için... Los Angeles'a geliyor. | Open Subtitles | حصل على المال ليساعده على الإختلاط مع المشاهير وبالتالي لا يمنكه أن يعتقل عندما يصل "لوس أنجلوس". |