Sana hep söylemek istedim trende karşılaşmamız tesadüf değildi. | Open Subtitles | أردت دائما أن أخبرك لقائنا في القطار الكهربائي لم يكن من قبيل الصدفة |
Sadece ilk karşılaşmamız ne kadar kötüydü diye düşünüyordum. | Open Subtitles | حسنا لقد كنت أفكر كيف كان لقائنا الاول فظيعا |
Yani sence bilincimin ölümden dönmesinden hemen sonra ölemeyen bir kadınla karşılaşmamız merak uyandırıcı değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقده أمراً غريباً أن نلتقي امرأة لا تستطيع الموت في نفس اللحظة التي يعود فيها وعيي كما يبدو من القبر |
Bu şekilde karşılaşmamız oldukça tesadüfi oldu. | Open Subtitles | في الواقع إنه لحظ، أن أصادفك هكذا |
Evlat, böyle karşılaşmamız ne büyük rastlantı. | Open Subtitles | كريس يا بنى، إنها لمصادفة سعيدة أن نلتقى |
Sırada, asıl karşılaşmamız var. | Open Subtitles | التالي، الحدث الرئيسي لبطولة العالم للرقص. |
Böyle karşılaşmamız çok garip değil mi? | Open Subtitles | ليس من الغريب .. اننا التقينا ببعضنا هكذا ؟ |
Bir dahaki karşılaşmamız cephede olacak. | Open Subtitles | لقائنا التالي ، قد يكون بمثابة معركة لنا |
Bence seninle karşılaşmamız bir tesadüf değil. | Open Subtitles | أشك في أن يكون لقائنا هنا حادثا |
Sanırım ilk karşılaşmamız harika bir şekilde kötü gitti. | Open Subtitles | أظن أن لقائنا الاول لم يكن جيداً |
İtiraf ediyorum, karşılaşmamız benim de zihnimde yer etti. | Open Subtitles | "أعترف بأن لقائنا بقي شاغلاً بالي لمعظم لحظات إدراكي, أيضاً. |
Önceki karşılaşmamız için kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | كنت أشعر بالسوء بسبب لقائنا السابق. |
karşılaşmamız gerekiyorsa karşılaşırız. | Open Subtitles | إن كان قدرُنا أن نلتقي, فذلك سيحدث بلا شك. |
Tekrar karşılaşmamız belki yıllar sürer. | Open Subtitles | فقد تمر سنوات قبل أن نلتقي ثانية |
Bir şekilde bağlıyız karşılaşmamız tasarlanmış gibi. | Open Subtitles | لقد كنا فقط ... متصلان لقد كان من المفروض أن نلتقي معا |
Seninle burada karşılaşmamız ne kadar ilginç! | Open Subtitles | ذلك لأمّك من الغريب أن أصادفك هنا. |
Evlat, böyle karşılaşmamız ne büyük rastlantı. | Open Subtitles | كريس يا بنى، إنها لمصادفة سعيدة أن نلتقى |
İlk karşılaşmamız oydu. | Open Subtitles | كانت هذه اول مرة نلتقى فيها |
Sırada, asıl karşılaşmamız var. | Open Subtitles | التالي، الحدث الرئيسي لبطولة العالم للرقص. |
- Selam. - Hey. - Seninle karşılaşmamız ne tesedüf değil mi? | Open Subtitles | اهلا - اليس رائعا اننا التقينا بك - |