Ahlaki bir suç iddiasıyla karşı karşıyalar ve sen 17 yaşındasın. | Open Subtitles | إنهم يواجهون قضية أخلاقية وأنت في 17 من العمر |
Gittikçe şiddetini artıran bir doğal felaketle karşı karşıyalar. | Open Subtitles | لكن كانوا يواجهون كارثة طبيعية تتصاعد حدتها |
Protestocular şu anda tam zamanlı NYPD devriyeleri ve şehir çapında sokağa çıkma yasağıyla karşı karşıyalar. | Open Subtitles | صار المحتجُّون يواجهون دوريَّات شُرَطِيَّة مستديمة وحظر تجوُّل بالمدينة |
O ve Young karşı karşıyalar, evet hangi tarafın daha iyi bir seçenek olduğuna karar veremedim. | Open Subtitles | هو ويونج أرتطمت رؤوسهم ببعضها لست متأكدة أى معسكر هو الافضل لهم |
O ve Young karşı karşıyalar, evet hangi tarafın daha iyi bir seçenek olduğuna karar veremedim. | Open Subtitles | هو و "يونج" أرتطمت رؤوسهم ببعضها لست متأكدة أى معسكر هو الافضل لهم |
Daha önce hiç karşılaşmadıkları bir güçle karşı karşıyalar. | TED | هم يواجهون قوة لم يواجهوها من قبل. |
Ancak en büyük tehlikeyle karşı karşıyalar. | Open Subtitles | لكنّهم أماماً يواجهون خطراً أعظم |
Ama onlar bu yıl %7 küsür ve 2030'da da %15 civarında olacak bir 65 yaş üstü yaşlanan Çin'le karşı karşıyalar. | TED | لكنهم يواجهون مجتمع مُسن في الصين مع سكان أعمارهم أكثر من 65 سنة بلغ عددهم 7.2% هذا العام ، وسيصل الرقم حوالي 15% بحلول عام 2030. |
Kefaleti ödeyemediği için hapiste olan çoğu insan o kadar küçük suçlamalarla karşı karşıyalar ki bir duruşma için bekleme süreleri hüküm giyip de çekecekleri ceza süresinden daha fazla, yani suçlu bulunsalardı daha hızlı çıkacakları kesindi. | TED | العديد من هؤلاء الذين يتواجدون في السجن فقط لأنهم لا يستطيعون دفع الكفالة يواجهون اتهامات طفيفة بحيث أن مقدار الوقت الذي سيستغرقه انتظارهم للمحاكمة أطول من مدة الحكم التي سينالونها إذا ما تمت إدانتهم، مما يعني أنهم سيضمنون خروجًا أسرع إذا ما اعترفوا باقتراف الجريمة. |
Bu beyinle karşı karşıyalar. | Open Subtitles | انهم يواجهون سيد العقول |
It Eğer bir seçenekle karşı karşıyalar görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنك يواجهون خيارا. |
O ve Young karşı karşıyalar, evet hangi tarafın daha iyi bir seçenek olduğuna karar veremedim. | Open Subtitles | هو و (يونج) أرتطمت رؤوسهم ببعضها لست متأكدة أى معسكر هو الافضل لهم |