"karar vermiş" - Translation from Turkish to Arabic

    • قررت
        
    • قرر أن
        
    • قرّر
        
    • قرروا
        
    • يقرر
        
    • قرر ان
        
    • قررا
        
    • قرّرت
        
    • أقرر
        
    • أنه قرر
        
    • يقرروا
        
    • وقرّر
        
    • قرر بأن
        
    • لذا قرر
        
    • وقررت
        
    Görünen şu ki katılmaya karar vermiş olsanız bile daha fazla seçenek mevcutken o zaman bile, olumsuz sonuçları var. TED الان يتضح انه حتى وان قررت ان تشارك اذا وجد الكثير من المشاركات, حتى في تلك الحالة تكون العواقب سلبية
    Neyi alacağına kendi karar vermiş ve yanlış seçim yapmış. Open Subtitles ولكناه قررت ان تقوم بالامر بنفسها ولكنها قامت بالخيار الخطأ
    Sahip olduğu varlıkları daha az talihli birileriyle paylaşmaya karar vermiş. Open Subtitles بأي حال، لقد قرر أن يُشارك ثراءه مع شخص أقل ثراءً.
    Peter Pan adından bir oğlan varmış... büyümemeye karar vermiş. Open Subtitles كان هناك ولد يسمّى بيتر بان قرّر أن لا يكبر
    Babamdan telgraf aldım. Yönetim Kurulu şirket evliliğine karar vermiş. Open Subtitles وصلتني رسالة من أبي تواً مجلس الإدارة قرروا أني سأتولى هذا العمل
    Zaten kendi hayatını bitirmeye karar vermiş bir de niye seninkini mahvetsin ki? Open Subtitles لماذا هذا انه ستعمل تدمر حياتك عندما كنت قررت بالفعل لإنهاء تلقاء نفسه؟
    Bir zamanlar, deniz biyoloğu olmaya karar vermiş 5 yaşında inatçı bir çocuktum. TED فيما مضى، كنت طفلةً عنيدةً بعمر الخمس سنوات قررت أن تصبح عالمة أحياءٍ بحرية.
    Acaba bu kendini öldürmeye karar vermiş bir kadının mesajına benziyor mu? Open Subtitles هل تبدو هذة كرسالة امرأة قررت أن تنتحر ؟
    Sonunda kabile gençliğinin ve tecrübesizliğinin mazeret olamayacağına karar vermiş. Open Subtitles و فى النهاية ، قررت القبيلة أن كونه صغير و لا خبرة له لا يكون عذراً كافياً
    İstersen çocukları Antartika'ya götürmeye karar vermiş ol! Open Subtitles أنا لا يهمنى إذا ما قررت أن تأخذ الأولاد فى داهيه هذا العام
    Joanna, görünüşe göre bayan şans yüzümüze gülmeye karar vermiş. Open Subtitles حسنا, يا جوانا, يبدو أنه حظ سيدة أخيرا قررت الإتسام لنا
    Willy ne kadar ömrü kaldığını öğrenince bir kız olmaya karar vermiş. Open Subtitles عندما علم ويلي كم بقي له في حياته قرر أن يصبح فتاة
    Ben de bununla ilgili bir blog yazısı yazdım. Ne yazık ki, kahramanlık kompleksine sahip bir kişi, bu küçük hanımın zor durumda ve kurtarılmaya ihtiyacı olduğuna karar vermiş. TED و لقد ذكرت ذلك فى سجل الرحلة للأسف شخص ما عنده عقدة البطولة قرر أن تلك الفتاة فى محنة و تحتاج إلى الإنقاذ
    Kaçacak bir yer aramış ve yan binaya atlamaya karar vermiş. Open Subtitles لذا كان يبحث عن طريقة للهرب و قرر أن يقفز تجاه للمبنى المجاور
    Daha önce çalıştığın ofis, yardıma ihtiyacımız olduğuna karar vermiş ki bize Ajan Kulok'u göndermişler. Open Subtitles يبدو مكتبك السّابق قرّر أننا بحاجه للمساعدة لذا أرسلوا لنا كلوك الوكيل
    Bana bir sorunla gelen çoğu kişi ne yapacaklarına aslında çoktan karar vermiş oluyorlar. Open Subtitles مُعظَم الأشخاص الذينَ يأتونني بمُشكلَة يكونوا قد قرروا مُسبقاً كيفَ سيتصرفون
    Yeni müşteriniz, bir saat sonra yapacağınız sunumda ürünün ek resimlerinin yer almasını istediğine karar vermiş. Open Subtitles عميلك يقرر أنها تحتاج لمزيد من البرامج لتكون محتواة في العرض الذي ستقدمه خلال ساعة
    New York'ta gösteri yapan Rus sirk grubunun bir üyesi... tam da Bloomie's'de iltica etmeye karar vermiş. Open Subtitles على مايبدو , عضو في فرقة السيرك الروسية التي تؤدي عرضها في نيويورك قرر ان ينشق ومن بين كل الاماكن , في بلومينغدال
    Benim annemle babam evlenip çocuk yapmaya karar vermiş... birbirinden pek hoşlanmayan iki insandı. Open Subtitles أعني ، والداي هما شخصين لم يحبا بعضهما البعض قررا الزواج ، وانجاب طفل
    Sonra da tüm bu külfete karşılık telefonu da çalmaya karar vermiş. Open Subtitles بعدها قرّرت أن تسرق لنفسها هاتفاً جديداً مقابل عنائها
    Tam olarak karar vermiş değilim ama söz veriyorum size haber edeceğim. Open Subtitles لم أقرر بعد .. لكن أعدكم أنني سأكون على إتصال
    Yoksa, gücünü kaybetmeden harekete geçmeye karar vermiş miydi? Open Subtitles أم أنه قرر التصرف قبل أن يضعف تقدمه في السن قوته؟
    Kendall ve Mueller onu denklemden çıkarmaya karar vermiş olmalılar. Open Subtitles كاندال ومولار كان عليهم ان يقرروا ليقتلوه ليوازنوا المعادله
    Sabah kalkıp banka soymaya karar vermiş bir serseri değil. Open Subtitles ليس شخصاً غبياً إستيقظ للتو، وقرّر السطو على مصرف.
    Younggu's kendi koleksiyonunu yapmaya karar vermiş ve tüm semte bunu tek tek söylüyor. Open Subtitles يونجو قرر بأن يهتم بشأن المجموعات وقبل بذلك بنفسه في الحيّ
    Ve aşağı inmeye karar vermiş ancak pencere eşiği çok darmış. Open Subtitles لذا قرر النزول ولكن عتبة النافذة كانت صغيرة للغاية
    Başka bir gezegende üniversiteye kabul edilmiş. Gitmeye karar vermiş. TED حيث قُبلت في جامعةٍ علي كوكبٍ آخر، وقررت أن تلتحق بها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more