"karavan parkında" - Translation from Turkish to Arabic

    • حديقة مقطورة
        
    • في مقطورة
        
    • ساحة المقطورات
        
    • موقف المقطورات
        
    • متنزة المقطورة
        
    karavan parkında sürüngenlere izin yoktur. Open Subtitles ليس هناك الزواحف المسموح بها في حديقة مقطورة.
    Berkshires'de bir karavan parkında hala teksir kağıdına manifestolar basmaya uğraşan biri. Open Subtitles هذه قصة مستهلكة, لا يزال يرفد البيانات المستنسخة في حديقة مقطورة "بيركشايرز"
    Eğer birisi karavan parkında yaşıyorsa, Bu uyuşturucu yaptığı anlamına gelmez Open Subtitles لمجرد أن شخص يعيش في مقطورة لا يعني أنه طاهي ميثا
    Onu ilk kez karavan parkında ölü halde gördüm. Open Subtitles المرة الاولى التي رايته في جثته في ساحة المقطورات
    Donten karavan parkında bir gelenekti. Open Subtitles هوائي السراويل الداخلية كان تقليداً في موقف المقطورات
    Neden hava durumu araştırmanızı bir karavan parkında yapıyordunuz? Open Subtitles إذًا لماذا كُنتم تجرون بحث الطقس في "متنزة المقطورة
    4 Minotaur ve Strikeforce kemerim var ve tüm para karavan parkında ihtiyacı olabilecek bir çocukta. Open Subtitles لقد حصلت على أربعة أحزمة مينوتور وسترايك وكل المال طفل وتا حديقة مقطورة من أي وقت مضى يمكن أن تحتاج إليها.
    O insanlarla dolu, kadınların çocukların olduğu karavan parkında Bobo'yu vurursan Open Subtitles أنت تعرف ماذا يحدث إذا تبادل لاطلاق النار بوبو في حديقة مقطورة
    Berkshires'de bir karavan parkında hala teksir kağıdına manifestolar basmaya uğraşan biri. Open Subtitles هذه مُدمِر, لا يزال يرسل البيانات المستنسخة إلى أحدهم في حديقة مقطورة "بيركشايرز"
    karavan parkında büyümüş olabilirim Bryce ama seni uyarıyorum. Open Subtitles ربما أكبر في حديقة مقطورة
    Onu ben de araştırıyorum, ama bir karavan parkında yaşadığını duydum. Open Subtitles ،لقد بحثت عنّها بنفسي لكن آخر مرّة سمعت خبر عنّها أنّها كانت تعيش في مقطورة بالمنتزه
    Bir karavan parkında ailesi ile yaşıyor, sosyal yardım alıyorlar. Open Subtitles إنه يعيش في مقطورة مع عائلته على المساعدة الإجتماعية.
    Şimdi, o işi yapmış olsaydın, seni Tokyo'ya göndermiştik Dans Devrimi'ni icat etmiş adam olabilirdin ama sen hayatını bir karavan parkında harcamayı seçtin. Open Subtitles الآن إذا تريد الوظيفة، فعليك العمل في "طوكيو" لكنت الشخص الذي اخترع "رقصة الثورة"، لكن أردت أن تضيع حياتك في مقطورة
    Birkaç yıl önce, karavan parkında yaşamaya başladığımız ilk zamanlar, bu gizli saklanma yerimizde bira parası ararken, yeni komşularımız oldu, Zeke ve Arlo Cavanaugh. Open Subtitles ... منذ عدة سنوات ... عندمـا كنا مقيمان حديثان في ساحة المقطورات ... و كنا نبحث عن مال الجعـة في مخبـأنـا السري
    Joy için taşlar yerine oturuyordu, fakat... karavan parkında durum daha farkllıydı. Open Subtitles ... الأشيـاء كانت تتحسن بالنسبـة لـ ( جوي ) و عائلتهـا لكن الأشيـاء كانت تنهار في ساحة المقطورات
    Kahretsin. karavan parkında amma yiyiş oluyormuş. Open Subtitles تباً، الناس يمارسون الجنس كثيراً فعلاً في موقف المقطورات هذا
    karavan parkında ve şu çiftlik evinde de eşleşmeler bulacağımızdan eminim. Open Subtitles أعرف أننا سنجد تطابق بين موقف المقطورات والمزرعة أيضاً
    Sonuçta, bana yaptıkları açıklamalara ek olarak boş yerlerini kalmadığını söylediler, bir kişi bana "Jim, karavan parkında zaten siyahi bir aile var bu yüzden sana kiraya veremiyoruz. TED و كنتيجة، نفس نوع التعلقيات التي كانوا يقولونها لي. بالاضافة لقولهم انهم لم يعد لديهم أماكن متوفرة، شخص قال: " جيم، سبب عدم قدرتنا ايجارك المكان، انه لدينا مسبقا عائلة زنجية في موقف المقطورات."
    Demek aynı karavan parkında bulunan iki cesedimiz var. Open Subtitles إذًا لدينا ضحيّتان من نفس "متنزة المقطورة"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more