| Nasıl böyle bir şey söylersin. Karim Rashid imzasını taşıyor. | Open Subtitles | كيف تجرؤين على قول هذا انه من تصميم كريم رشيد |
| Bay Karim, buraya balık atarsak bir ay içinde iki katına çıkacağını söylediler. | Open Subtitles | سيد "كريم" لقد سمعنا أنه لو وضعنا الأسماك هنا فإنها ستتضاعف خلال شهر |
| Karim, yarın sabah Roghiyeh hanımla kızına kına gecesinde yardım etmeni istiyorum. | Open Subtitles | كريم"، غذاً سوف أذهب لأساعد السيدة "رقية" في تجهيز حفلة "الحنة" لإبنتها |
| Sana yardım etmeye çalışıyorum. Af edersiniz, Karim Bichri'yi arıyordum. | Open Subtitles | أنا أحاول مساعدتك " عفواَ أبحث عن " كريم بكري |
| Her lanet gün laf yine Karim'e geliyor. | Open Subtitles | لقد وضعتِ كريم الغير مشروع كل يوم في دمي |
| Karim bebeğin İslam inancıyla doğmasını istiyor, bu yüzden inancını diriltiyor. | Open Subtitles | كريم يريد بالطفل أن يولد بإسلام لذا هو أحياء بإيمانه |
| Salon için değil ama bu. Karim'le odamıza aldık. | Open Subtitles | حسناً, أننا لن نضعه بالأسفل هنا بل سنضعه في غرفتي انا كريم |
| Karim akşam nöbetine kalacak, yani gelemeyecek. | Open Subtitles | كريم ستيدأ دورة في المساء ولا يمكنه المجيء |
| Senin ya da Karim'in ya da bebeğin zımbırtılarıyla dolu olmayan tek yer. | Open Subtitles | مكان واحد لا تنشغلي به مع وظيفتك أو أشياء كريم |
| Simmons'ın arama geçmişi onu Los Angeles'ta bulunan bir El Kaide sempatizanı olan Karim Mubar'a bağlıyor. | Open Subtitles | إنَّ تاريخ مكالمات سيمونز يربطه بـ كريم موبار وهو متعاطفٌ معروفٌ مع القاعدة هنا في لوس آنجلوس |
| Karim, rica etsem bize biraz çay getirir misin? | Open Subtitles | كريم ، هلّا قدمت لنا بعض الشاي من فضلك ؟ |
| Kusura bakma ama, Karim, tüm fahişeler ona ait değil. | Open Subtitles | مع احترامي لك يا كريم ولكن ليس فتيات الهوى كلهن يعملن معه |
| Brennan "Karim, bu soruyu daha önce hiç sormadım." dediğinde şaşırıp kalmıştım. | TED | شعرت بالدهشة عندما قال، "لم يسألني أحد هذا السؤال من قبل يا كريم." |
| Karim Kan, yemek yapabiliyor musun? | Open Subtitles | كريم خان هَلْ تَعْرفُ كَيفَ تَطْبخَ؟ |
| Karim Kan, yemek yapabiliyor musun? | Open Subtitles | كريم خان هَلْ تَعْرفُ كَيفَ تَطْبخَ؟ |
| Karim Kasai'de As-kız var. | Open Subtitles | كريم كاساي عِنْدَهُ آسُ، ملكة. |
| Karim Kasai heyecanla bekliyor. | Open Subtitles | كريم كاساي يَنْظرُ للمُضَاعَفَة فوق. |
| Bay Karim, burada balık olduğunu söylediler. | Open Subtitles | سيد "كريم" لقد قالوا لنا أنه يوجد سمكٌ هنا |
| Bay Karim, temizledikten sonra, içine Japon balığı atarız, çoğaldıklarında onları satar, milyoner oluruz. | Open Subtitles | سيد "كريم" بعد أن نقوم بتنظيف هذا الخزان سنرمي فيه أسماكاً ذهبية و عندما تتضاعف أعدادها سوف نبيعها و نصبح "مليونيرية" |
| Bay Karim, bir bardak şerbet içmeye kalsaydınız. | Open Subtitles | سيد "كريم" أرجوك اجلس لنسقيك كأساً من الشراب على الأقل |
| Ben bir çay koyayım. Karim, sen anlat. | Open Subtitles | حسناً, أنا ذاهبه لأحضر بعض الشراب لكريم فلتخبرها |