Biraz karmaşık olduğunu biliyorum. Biraz bekle. Henüz o bölüme geçmedim. | Open Subtitles | أعلم أنه معقد قليلاً , أنتظر فحسب لم أصل الى الجزء الجيد بعد |
Galiba ne kadar karmaşık olduğunu fark edemedim. | Open Subtitles | أظن انني لم أتوقع أنه معقد جداً |
karmaşık olduğunu söylemeye gerek yok, | Open Subtitles | ،وغني عن التعريف، أنه معقد جداً |
Patronlarım senin ya çok basit ya da çok karmaşık olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول مدرائي أنّك إمّا رجل بسيط للغاية أو معقّد للغاية |
Ülkenizin bu kadar karmaşık olduğunu hiç bilmiyordum Kont. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي فكرة يا حضرة الكونت بأن بلدك معقّد هكذا |
Büyüdüğün zaman, bütün ilişkilerin çok karmaşık olduğunu anlıyorsun. | Open Subtitles | عِندما تكبرون ستدركون أن كل العلاقات مُعقدة |
Bugün bir garip oldum çünkü karmaşık olduğunu biliyorum ama sanırım, senin için de ne kadar karmaşık olduğunu görebiliyorum yani bulmuşuz, bunamayalım. | Open Subtitles | ارتعبت اليوم وأعرف أن الوضع معقد لكن ما أحاول قوله هنا، هو أني أرى مدى تعقيده من جانبك |
Booth bunun, Broadsky için bile çok karmaşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بوث) قال أنه معقد جداً) (حتى بالنسبة لـ(براودسكي |
Durumun karmaşık olduğunu biliyorum. Yani, sen Damon'la çalışıyorsun. | Open Subtitles | ،أعلمُ بأنّ الأمر معقّد (أعني، بأنّكِ تعملين مع (ديمون |
Alan, karmaşık olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | (آلان)، أنتَ تعلمُ أنَّ هذا أمر معقّد. |
- 3 kızım var. - ...bunun ne kadar karmaşık olduğunu anlardın. | Open Subtitles | -ثلاثة بنات . -أن الأمر معقّد . |
Burada her şeyin ne kadar karmaşık olduğunu biliyor olmalısın, Tuck. | Open Subtitles | من المؤكد أنك تعلم كيف أن الأمور مُعقدة هُنا يا "تاك". |
Sadece aramızdaki her şeyin ne kadar karmaşık olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | كيف كانت الامور مُعقدة بيننا, كما تعلمين؟ |
Bak, çok karmaşık olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الوضع معقد نوعاً، |