"katılımcılara" - Translation from Turkish to Arabic

    • المشاركين
        
    • مشاركين
        
    katılımcılara bu şeker kavanozlarının, yandaki gelişim laboratuvarına katılan çocuklar için ayrıldığını özellikle belirttik. TED أخبرنا المشاركين بشكل صريح علبة الحلويات هذه مخصصة للأطفال المشاركين في مختبر التنمية القريب.
    Tuhaftır ki katılımcılara odaya girmeden önce ayakkabılarını çıkartmaları söylenene kadar ani bir değişime rastlanmamış. TED ومن الغريب تماماً، لم يسجل أي تغيير مباشر لغاية الطلب من المشاركين نزع أحذيتهم قبل دخولهم القاعة.
    Araştırmacılar katılımcılara müzik dinletince, havai fişekler gördüler. TED لكن عندما طلب الباحثون من المشاركين الاستماع للموسيقى شاهدوا ألعابًا نارية
    Şimdi, oyunun esas amacı diğer katılımcılara testis veya aletini fark ettirmeden göstermektir. Open Subtitles نعم أنا جاد والآن ,الهدف الأساسى من اللعبة هو أن تجعل المشاركين الآخرين ينظروا إلى قضيبك أو خصيتك فجأة
    Bazı araştırmalar da büyük sayılarda bulunmaları imkansız olan çok özel katılımcılara ihtiyaç duyabilir. TED وتحتاج بعض الأبحاث إلى مشاركين محددين جدًا ممن قد لا يمكن الاستعانة بهم بأعداد كبيرة.
    Festivale katılan tüm katılımcılara teşekkür etmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أستغل هذه الفرصة لكي أشكر جميع المشاركين في المهرجان.
    Diğer katılımcılara yaptığımız gibi aynı fizyolojik verileri uyguluyoruz. Open Subtitles إنّنا نتتبع نفس البيانات الفسيولوجية، كما نقوم بذلك مع أي من المشاركين الآخرين.
    katılımcılara 10 doların isterlerse kendilerinde kalabileceğini, isterlerse de bir kısmını kimliği belirsiz bir yabancı ile paylaşabileceklerini söyledik. TED وأخبرنا المشاركين أن بإمكانهم أن يبقوا العشر دولارات تلك لأنفسهم، أو أن يشاركوا جزءا منها، إذا رغبوا ، مع شخص غريب والذي هو مجهول تماماً.
    Meksika'daki yazılımcılara 9.300 dolar para ödülü sunarak yani hükûmet sözleşmesinden 10.000 kat daha ucuza daha ucuz ve kaliteli bir şey yaratmalarını istediler ve katılımcılara 10 gün verdiler. TED وسألوا المبرمجون في المكسيك لبناء شيء أفضل وأرخص، وعرضوا جائزة 9,300 دولار أرخص ب 10,000 مرة من عقد الحكومة، وأعطوا المشاركين 10 أيام.
    katılımcılara ertesi gün sesler hakkında soru sorduğumuzda, ses çaldığımızdan tamamen habersizlerdi, fakat beyinleri daha fazla delta dalgası ile yanıt vermişti. TED عندما سألنا المشاركين في اليوم التالي عن الأصوات، كانوا غير مدركين تماما أننا شغلنا الأصوات، ومع ذلك استجابت أدمغتهم عبر زيادة عدد موجات الدلتا.
    Örneğin bir çalışmada katılımcılara UNICEF veya Spread the Net'e bir miktar para bağışlamaları için olanak verdik. TED على سبيل المثال، في إحدى التجارب، منحنا المشاركين الفرصة ليتبرعوا بالقليل من المال إلى UNICEF أو Spread the Net
    Bizim verilerimiz, normal işleyişteki katılımcılara bağlı olduğundan bu anket formuyla, herhangi bir bozukluk çalışma tablomuza aktarılmadan önce tespit edilecek. Open Subtitles وحيث أنّ بياناتنا تعتمد على المشاركين الذين يؤدّون وظيفتــــهم بشكل طبيـــــــعي فإنّ هذا الاستبيان, يُساعد في اكتشاف الخلل
    TechCrunch Disrupt ortamını taklit ederek yönelimci ve kaçınmacı dil olarak manipüle edilmiş 10 soru-cevap diyaloğundan oluşan dört adet altı dakikalık ses kaydını katılımcılara dinlettim. Uygun olduklarını düşündükleri her girişime fon ayırmalarını istedim. TED محاكية جو تيك كرنش ديسرابت، وجعلت المشاركين يستمعون إلى 4 ملفات صوتية مدة كل منها 6 دقائق من 10 حوارات أسئلة وأجوبة التي تم التلاعب بها من أجل لغة التنمية والوقاية، ثم سئلوا لتخصيص مبلغ من التمويل لكل مشروع حسب ما رأوه مناسباً.
    Almanya Regensburg Üniversitesi'nde Arne May et Al tarafından yapılan çalışmada katılımcılara -- ki kesinlikle yetişkinler üzerinde yapıldı-- hokkabazlık gibi basit bir görev verildi. 12 hafta içinde hokkabazlık öğrenmesi istenilen kişilerin beyinlerindeki gri maddede artış gözlendi. TED قام بحث لآرن ماي وآخرون في جامعة ريغنسبورغ في ألمانيا بإعطاء المشاركين --وقد كانوا من البالغين-- مهمة بسيطة ليتعلموها، كاللعب بالكرات خلال 12 أسبوع، أولئك الذين طلب منهم تعلم اللعب بالكرات قد أظهروا ازدياداً كبيراً في المادة الرمادية في الدماغ
    Medyanın, küresel, toplumsal, herkese açık ve ucuz olduğu günümüzde, medyanın eski takipçilerinin giderek katılımcılara dönüştüğü günümüzde, medya gitgide bireyler tarafından tüketilecek tek bir mesaj hazırlanan bir ortam olmaktan çıkıyor. TED في عالم يكون فيه المستمعن القدامى هم بزيادة يصبحون مشاركين في هذا العالم ، الإعلام أقل وأقل يحاول توصيل رسالة واحدة لتستهلك من الأفراد أنه أكثر وأكثر إحتمالية
    Güvenilir olmayan anlatıcıların öncü kullanımıyla Poe, okuyucuları bir hikaye anlatıcısının yanlış yorumlayabileceği ya da ilgili oldukları olaylar hakkında yalan söylediğinde karar vermesi gereken aktif katılımcılara dönüştürüyor. TED باستخدامه الرائد لرواةٍ غير موثوقين، يحول "بو" القراء إلى مشاركين فاعلين ينبغي عليهم أن يقرروا متى يمكن أن يخطئ راوي القصة في الشرح أو حتى يكذب بخصوص الأحداث التي يحكيها.
    Ancak, bu beslenme biçimi insan katılımcılara da uygulandı ve gördüğümüze göre, beslenme biçimi, belleği ve ruhsal durumu; sinir hücresi üremesini değiştirdiği yönde etkiliyor, örneğin: kalori azaltımı bellek sınırını arttırıyor; fakat yağ oranı yüksek beslenme biçimi bunalım belirtilerini şiddetlendiriyor -- zıt bir şekilde omega-3 yağ asitleri sinir hücresi üremesini arttırıyor ve bunalım belirtilerini azaltmaya yardımcı oluyor. TED ولكن تم اتباع هذا النظام الغذائي من قبل مشاركين من البشر، وما يمكن أن نراه هنا هو أن النظام الغذائي ينظم الذاكرة والمزاج في نفس الاتجاه كما ينظم تكوين الخلايا العصبية، مثل: الحد من السعرات الحرارية سيُعزّز قدرة الذاكرة، بينما نظام غذائي غني بالدهنيات المشبعة سيُؤدي إلى تفاقم أعراض الاكتئاب -- وهو معاكس للأحماض الدهنية أوميغا3 تزيد من تكوّن الخلايا العصبية، كما تساعد على انخفاض أعراض الاكتئاب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more