Saçları var, benim gibi zengin ve herkes gibi Katolik. | Open Subtitles | لاكن انه غني, مثلي تماما. و كاثوليكي, مثل باقي الناس. |
Bu sadece evliliklerinin bittiğini kabullenmek istemeyen başka bir İrlandalı Katolik çift. | Open Subtitles | هذا مجرّد ثنائي إيرلندي كاثوليكي يأبى الإعتراف للعالم بأن زواجهما قد انتهى |
Ben, eski zamanlarda dünyanın öbür ucunda, ataerkil Katolik ve tutucu bir ailenin çocuğu olarak doğdum. | TED | لقد ولدت في الأيام القديمة في آخر العالم في مجتمع ذكوري كاثوليكي لدى عائلة محافظة |
Ama eğer bir gün Katolik olmaya karar verirsen bana bir iyilik yapıp Peder Patrick'e itiraf eder misin? | Open Subtitles | ولكن إذا قررت يوماً ما أن تصبحي كاثوليكية هل يمكنك تقديم خدمة لي وهي أن تقدمي اعترافك للقس باتريك |
Katolik okulunda okudu, doğru ama orospu iddiaları da ölümüne sebep olmazdı yani. | Open Subtitles | بالرغم من أنها كانت مدرسة كاثوليكية لن تموت بسب إشاعات أنها كانت عاهرة |
Onlarsa, "Daha neler! Katolik değiliz ki din kardeşi olalım!" demiş. | Open Subtitles | فقالاً ، لا ، بحق الجحيم نحن لسنا كاثوليكيان |
Kral'ın Katolik kardeşini tahttan uzak tutmazsak, tiranlığa ve katliama sahip olacağız. | Open Subtitles | مالم نبعد اخ الملك الكاثوليكي من العرش سيكون لدينا طغاة وسفك دماء |
1972'de, 14 Katolik katledildi. | Open Subtitles | تمَ قتلُ 14 كاثوليكياً في العام 1972 ماذا فَعَلوا؟ |
Venedik'te komünist merkezlerin bulunduğu ve duvarını Katolik bir tapınakla paylaşan küçük bir sokağa rastladım. | TED | لقد عبرت شارعاً صغيراً في فينيسيا حيث مقرات الشيوعية تتشارك بحائط مع مزار كاثوليكي |
Artık Katolik öğretilere itaat etmek zorunda değilim. | Open Subtitles | لذلك أنا لا أدين بالطاعة أكثر من أي كاثوليكي آخر |
Söz veriyorum, Katolik olacak. Senin gibi, benim gibi ve Tanrı gibi bir Katolik. | Open Subtitles | انا كاثوليكي مثلك تماما, يا مولاي العطوف .وانا. |
Geçen kış Katolik olmaya çalıştım ama pek işe yaramadı. | Open Subtitles | في الشتاء الماضي حاولت أن أصبح كاثوليكي وهو لم يحل مسائلي |
Bir Katolik rahibi öğretti oynamayı ne beklersin ki? | Open Subtitles | لقد تعلمت بواسطة قس كاثوليكي ما الذي تتوقع؟ |
Fırsat bulursam okuyacağım. Kendimce iyi bir Katolik'im. | Open Subtitles | أود أن أقرأهم في وقت ما لو أستطعت أعني، أفكر بنفسي مثل كاثوليكي جيد |
Sınıfının birincisi, dindar bir İrlandalı Katolik, aile babası, profilindeki her şey görevine düşkün olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الأول على دفعته ، كاثوليكي إيرلندي مخلص و رجل عائلة كل شيء في ملفه يشير إلى إحساس قوي بالواجب |
Senin gibi iyi Katolik bir gencin, Bay Dagget, benim tarafımda olması gerek. | Open Subtitles | صبي كاثوليكي لطيف مثلك يا سيد داغيت كان يجب بك ان تكون في صفي |
Katolik olduğum için benim gibi çocuklara ne olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أعرف باعتباري تربيت تربية كاثوليكية ما الذي يحدث لأشخاص مثلي |
Tek yapmam gereken evine yakın Katolik okullarına bakmak oldu. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو البحث عن أقرب مدرسة كاثوليكية لمنزلك. |
Şimdi Fransa'ya, müttefikin olan Katolik bir ülkeye Kralıyla evlenmen için ihtiyacın var. | Open Subtitles | ونجن لدينا القواعد الكالوثيكية أنتِ تحتاجين فرنسا ، بلد كاثوليكية ، بجانبكِ الأن |
Emin olmanız için sizin iyi birer Katolik olduğunuzu ve ikinizin günahlar içinde bir arada yaşamadığınızı biliyor. | Open Subtitles | فقط تاكد من ان يعرف ان كلاكما كاثوليكيان جيدان وانكما لاتعيشان معا في الخطيئة |
İkimiz de Katolik'iz. İkimiz de cumhuriyetçiyiz. | Open Subtitles | كلانا كاثوليكيان كلانا جمهوريان |
Abartısız herkes, metrodaki yabancı, kahve dükkanındaki adam, adliyedeki avukat, Yahudi, ateist, Müslüman, dindar Katolik, hepsi temelde üç aynı şeyi istemişti. | TED | الجميع تقريبًا، الشخص الغريب بمترو الأنفاق، الشاب بالمقهى، المحامي الذي بالبهو، اليهودي والملحد والمسلم والمسيحي الكاثوليكي الورع، كلهم طلبوا الثلاثة أشياء ذاتها. |
Benim, her kelimeyi en az yüz defa, tekrar tekrar yazmaya olan dayanılmaz isteğime karşı yaptığın bu Katolik yorumunu kabul etmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقبل بتفسيرك الكاثوليكي لوسواسي القهري بضرورة كتابة كل كلمة مئة مرة |
Katolik olarak vaftiz edilmiş olmam lanet bir papaza ihtiyacım olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | مُجرّد أني عُمدّتُ كاثوليكياً لا يعني أني أحتاجُ لأي قِسٍ لعين |