"kauçuk" - Translation from Turkish to Arabic

    • المطاط
        
    • مطاط
        
    • مطاطية
        
    • مطاطي
        
    • المطاطي
        
    • المطاطية
        
    • غامشو
        
    • التّيار
        
    • واقيا مطاطا
        
    • والمطاط
        
    Morgan, ellerinde sadece bir parça kauçuk var. Bizi suçlayacak olsalardı, çoktan yaparlardı. Open Subtitles مورجان كل ما لديهم هو شريط من المطاط لو كان بإمكانهم اتهامنا لفعلوا
    O kadar yarıştan sonra ayakkabının topuğundaki kauçuk erimiş olmalı. Open Subtitles هذا المطاط كعب يمكن أن أرهقتهم من العديد من أشواط.
    Üzerinde çalıştığım balmumu bazlı kauçuk kaplama maddesi vardı ya... Open Subtitles أتذكرين غطاء المطاط ببنية قرص العسل الذي كنتُ أعمل عليه؟
    kauçuk ağacı bulunmaz, olsa olsa birkaç tanedir. Uğraşmaya değmez. Open Subtitles لا يوجد مطاط هناك ربما القليل ولكنه لا يستحق العناء
    Çoksert, kauçuk bir ıspatulayla kenarları sıyırırken, hamur karışımıyla yumurta akını çırpın. Open Subtitles اخلط بياض البيض مع باقي الخليط مع تنظيف الأطراف بملعقة مطاطية قاسية
    Ben kauçuk botlarımlar çalışırken, çocuklar plastik sandaletleriyle çalışmaktaydı. Open Subtitles كنت ارتدي حذاء بوت مطاطي اما الناس فيرتدون نعل بلاستيكية
    kim kauçuk bir tavuk ve gereksiz konuşmalara ihtiyaç duyar ki? Open Subtitles الذي يحتاج الدجاج المطاطي وخطابات على أية حال؟
    Bunlar doğal pamuktan yapılmadır, ve kauçuk da kauçuk ağacından. TED هذه الفقاعات مصنوعة من القطن الطبيعي والمطاط من أشجار المطاط الطبيعي.
    siyah kauçuk kullanmanın başka bir faydası yüzeyinde toz doğal olarak toplanıyor ve böylece zeminde kamufle oluyor. TED الآن، الفائدة الأخرى من استخدام المطاط الأسود هو أن الغبار بطبيعته يتراكم على السطح، وبالتالي يتم تمويه الأرضية.
    ama sebep, geçen yüzyılın başındaki kauçuk ticaretiydi. TED ولكن في مطلع القرن الماضي ظهرت تجارة المطاط.
    Bisiklet lastiği için kauçuk, otomobil lastiği için kauçuk, zeplinler için kauçuk. TED المطاط من أجل إطارات الدراجات وإطارات السيارات والمناطيد.
    Basitçe anlatmak gerekirse, bir protein olan resilin, dünyadaki en elastik kauçuk. TED ببساطة, الريزيلين هو بروتين و هو المطاط الأكثر مرونة على الأرض.
    Tavuklu salata kadar iyi değil, ama boynuna kauçuk bir lastik yemekten daha iyidir. Open Subtitles ليست بلذة سلطة الدجاج لكنها أفضل من أن تضرب على عنقك بسوار مطاط
    Balmumu yapısına benzer, kalıba dökülebilen kauçuk madde. Open Subtitles إنّه مطاط قابل للتشكيل مصبوب في هيكل قرص عسل.
    Taşıdığı konteynerler denize devrildi ve dalgalar 28.000 kauçuk ördekle birlikte diğer oyuncakları Kuzey Pasifik’e taşıdı. TED فغرفت حاويات الشحن في البحر، وجرفت الأمواج 28000 بطة مطاطية وغيرها من الألعاب إلى شمال المحيط الهادئ
    Onları kamyona yükle ve darbeleri emmesi için koruyucu kauçuk yerleştir. Open Subtitles حملهم , وضعهم على حوامل مطاطية لإمتصاص الصدمات
    Plastik tampon, plastik top, kauçuk ayakkabı, metal zımba balık oltası, bisiklet tutacağı oyuncak tren, oyuncak uçak, kapı kolu el feneri kabı, araba üzerindeki bozulmuş tabaka gibi. Open Subtitles سدادة بلاستيكية , مقبض بلاستيكي , حذاء مطاطي , مشبك معدني سنارة سمك , مسكة دراجة لعبة قطار , لعبة طائرة , مفك
    O yürüdü kısmen kurutulmuş kauçuk yüzey gece o öldürüldü. Open Subtitles لقد مشى خلال منطقة فيها اسفلت مطاطي نصف جاف في الليلة التي تم قتله فيها.
    Bir alış veriş çantası içinde bir gömlek kauçuk bot ve G-string var Open Subtitles قميص على شكل كيس تسوق والحذاء المطاطي كثياب داخلية
    Yani ellerine kauçuk eldiven takıp işe gidebileceğin şekilde mi? Open Subtitles مثل ارتداء زوج من القفازات المطاطية وتتجه للعمل طوال اليوم؟
    Evet, ben de kauçuk ayakkabıydım çünkü çok sakız çiğniyordum. Open Subtitles أجل, وأنا كنت غامشو لأنني خطوت على علكة كثيرًا
    Senin kauçuk taban akımı engeller. Open Subtitles حذائك يمنع تدفق التّيار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more