Bir aylığına bırakmışlar ta ki taşakları kavun gibi olana dek. | Open Subtitles | تركوهم لمدة شهر حتى أصبحت خصيانهم كالبطيخ |
James Worthy. O herifin kafası kavun gibi. | Open Subtitles | جيمس وورثي " ، هؤلاء الأشخاص لديهم كالبطيخ " |
Bir kavun gibi kaldırıma yapışır. | Open Subtitles | ليتحطّم جسده على الرصيف مثل الشمّام |
Bir kavun gibi kaldırıma yapışır. | Open Subtitles | ليتحطّم جسده على الرصيف مثل الشمّام |
Bunu ağzına sokacağım, tetiği çekeceğim, varilden yayılan gazlar olgunlaşmış bir kavun gibi kelleni uçurabilir. | Open Subtitles | سأضع هذا في فمك و أسحب الزناد ضغط الغازات التي في فوهة المسدس سيفجر رأسك مثل البطيخ الطازج |
O zaman söyle de septe gitsin ve Yüce Rahip'in kafasını kavun gibi ezsin. | Open Subtitles | لذا مُريه أن يسير إلى سيبت ويسحق رأس سبارو السامية مثل البطيخ. |
Götü bozuk bir kavun gibi patlasın istedim. | Open Subtitles | أريد من مؤخرتها أن تنفجر مثل الشمام الفاسد. |
Çocuğu kavun gibi tutuyorsun. | Open Subtitles | انت تحمله كالبطيخ الاصفر |
kavun gibi. | Open Subtitles | كالبطيخ |
Süpermarkete gidip kutu alman gerekir ve kutular temiz değilse kitapların kavun gibi kokar. | Open Subtitles | يجب عليك أن تذهبين للسوبرماركت للحصول على الصناديق وإن لم تكن نظيفة ستكون رائحة كتبك مثل البطيخ وستكون مثل... |
Toplanmaya hazır bir çift olgun kavun gibi. | Open Subtitles | مثل البطيخ الجاهز للاكل |
Biçimsiz bir kavun gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | اجل تبدو مثل البطيخ المتعفن |
O zaman söyle de septe gitsin ve Yüce Rahip'in kafasını kavun gibi ezsin. | Open Subtitles | أخبره أن يذهب إلى المعبد ويحطّم رأس الكاهن الأعلى مثل الشمام |