Dünyanın sonunda, denizdeki Kayıp Şehir. | Open Subtitles | المدينة الضائعة في البحر في نهاية العالم. |
Peki, o Kayıp Şehir hokkabaz planlıyordu. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كانت تريد استحضار المدينة الضائعة |
Onu yokedersek Kayıp Şehir'in koordinatlarını bulmak için tek şansımızı kaybederiz. | Open Subtitles | سنفقد فرصتنا الوحيدة للعثور على المدينة الضائعة |
Belki de aradığın cevap Kayıp Şehir'in yeri değildir. | Open Subtitles | ربما موقع المدينة المفقودة ليس جواب ما تبحث عنه في ذهنك |
Benim kadar, o da Kayıp Şehir'i bulmak istiyor. | Open Subtitles | إرادتها بالعثور على المدينة المفقودة على درجة إرادتي |
Bilinç altımda Kayıp Şehir'in yerini arıyor. | Open Subtitles | إنّها تبحث عن موقع المدينة المفقودة في اللاوعيي. |
Kayıp Şehir'i bulacağımız gezegenin adını bulmacaya yazmışsın. | Open Subtitles | أعتقد أنّك كتبت اسم الكوكب الذي سنجد عليه المدينة الضائعة بالكلمات المتقاطعة |
Buna göre, anlamı "ateşte kaybolan". Kayıp Şehir'in olduğu gezegen o olmalı. | Open Subtitles | طبقا لهذا، تعني "مفقود في حريق"، لا بدّ أنه كوكب المدينة الضائعة |
Sizi bilmiyorum beyler, ama ben buranın Kayıp Şehir olmadığını umuyorum. | Open Subtitles | لست متأكدة من شعوركم، لكنّي آمل ألاّ تكون هذه هي المدينة الضائعة |
Eskiler'in Kayıp Şehir'inin burada olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقصد أنّ المدينة الضائعة للقدماء هنا؟ |
Takımın orada Kayıp Şehir'i bulup bir üs kurdukları varsayımı üzerine gideceğiz. | Open Subtitles | سنفترض أن الفريق وجد المدينة الضائعة وأقام قاعدة |
Kayıp Şehir Atlantis'den kalan bu parayı tutuyorum. | Open Subtitles | أنا أمسك أمامك قطعة معدنية . من المدينة الضائعة لأطلنطوس |
Kayıp Şehir Atlantis'den kalan bu parayı tutuyorum. | Open Subtitles | أنا أمسك أمامك قطعة معدنية . من المدينة الضائعة لأطلنطوس |
Gizli anahtarları buldun, gizli tuzakları atlattın ve seferin sonunda Kayıp Şehir'deki antik tapınağın kalbine ulaştın. | TED | لقد وجدت المفاتيح المخفية لتجنب الكمائن السرية والأن إنه الموقف الأخير للرحلة في قلب المعبد القديم داخل المدينة الضائعة |
Henüz Kayıp Şehir yerini buldunuz mu? | Open Subtitles | هل وجدتم موقع المدينة الضائعة ؟ |
Ürdün'ün güneyinde yer alan Kayıp Şehir Petra'dır. | Open Subtitles | كان إكتشاف المدينة المفقودة لبيترا في جنوب الأردن |
Kayıp Şehir adıyla biliniyor. | Open Subtitles | و انه المكان المعروف باسم المدينة المفقودة. |
Burada olmamaları gerekiyordu. Bu yüzden onu Kayıp Şehir olarak isimlendirdik. | TED | كيف وٌجدت هنا! فأطلقنا عليها أسم "المدينة المفقودة". |
- Kayıp Şehir'deki Altın Ejderha'yı. | Open Subtitles | التنين الذهبى فى المدينة المفقودة |
Yani Kayıp Şehir... hala kayıp. | Open Subtitles | إذن المدينة المفقودة لازالت مفقودة |
- Evet ama o Kayıp Şehir'in yerini bulmama yardım edene kadar açık vermeyeceğiz. | Open Subtitles | -أجل، لكن ليس قبل أن يساعدني على تذكر موقع المدينة المفقودة |