Aslında yaşıyor olabilir. Biz, kayıp olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | بالتأكيد يمكن أن يكون حياً إننا نعتقد أنه مفقود |
kayıp olduğunu söylediğim anda, gidip Derek'i arayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت سوف تبحث عنه منذ أن أخبرتك أنه مفقود |
Kadının kayıp olduğunu duyunca polise gitmiş. | Open Subtitles | لقد قام بالاتصال بالشرطة عندما عرف أنها مفقودة. |
Amy Sackheim'ın kayıp olduğunu öğrendi diğerleri gibi onu da öldürdüğünü farz etti. | Open Subtitles | قرأ عن إختفاء أيمي ستاكهم فقط إفترضَ مثل الآخرون |
Dade Mutual Bankası yetkilileri henüz açıklanmayan miktarda paranın kayıp olduğunu bildirdiler. | Open Subtitles | العديد من المسؤولين يقولون لنا أن المبلغ لم يتم الكشف عنه وتم الإبلاغ عن فقدانه هذه المرة |
kayıp olduğunu bilmiyordum. N...nerede olduğunu nasıl bilebilirim? | Open Subtitles | لمْ أكن أعرف أنّه مفقود فكيف عساي أعرف أين هو؟ |
Ertesi gün Jill'in kayıp olduğunu öğrendiğimde, ...Tim aklıma gelen ilk kişi olmuştu. | Open Subtitles | عندما سمعت انها مفقودة في اليوم التالي تيم كان اول شخص فكرت فيه |
Sadece kayıp olduğunu bildirmişler, sadece kayıpmış. | Open Subtitles | أعلنوه كمفقود هذا كل شئ، أنه مفقود فقط |
Sadece kayıp olduğunu bildirdiler. | Open Subtitles | أعلنوه كمفقود هذا كل شئ، أنه مفقود فقط |
kayıp olduğunu düşünecek bir nedenim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي سبب للأعتقاد أنه مفقود |
Üzülüyor muyum bir görmek istedim. Ve şimdi bana kayıp olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | أردت رؤية إن بدوت حزينه والآن تخبرني أنها مفقودة |
Korkunç. kayıp olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | إنه أمر رهيب لم أكن أعرف حتى أنها مفقودة |
Pardon ama sevgilinizin kayıp olduğunu neden bildirmediniz? | Open Subtitles | أنا آسف، أهناك سبب لعدم إبلاغكِ عن إختفاء حبيبكِ؟ |
Bebeğin kayıp olduğunu da raporlamadılar. | Open Subtitles | لكن لماذا لم يُبلغوا عن إختفاء الطفلة بمجرد إختفائها ؟ |
Kimse onun kayıp olduğunu bildirmedi, ve normal bir çocuğun hatta normak bir insanın bile yapamayacağı şeyleri yapabiliyor. | Open Subtitles | لم يبلغ احد عن فقدانه ، وهو قادر على فعل أشياء لا يستطيع فعلها اي طفل او اي انسان عادي استطاع ان يكون قادر عليها. |
Kimlik bilgisi yok ehliyet keza öyle kimse kayıp olduğunu da bildirmemiş. | Open Subtitles | أو ليس لديه أيّ سجلّ جنائي أو رخصة قيادة، أو لمْ يُبلّغ أيّ شخص عن فقدانه. |
Hastanenin laboratuarına ama Gardiyan kayıp olduğunu anlamadan hiçbir şey götüremem. | Open Subtitles | لن أستطيع أخذ شيء دون أنْ يلاحظ السجّان أنّه مفقود |
Bir parçamı bulmuş gibi hissediyorum. kayıp olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | أشعر كأنى وجدت قطعة منى ولم أكن اعلم انها مفقودة |
- Mr. Garfield, neden nişanlınızın kayıp olduğunu bildirmek için 2 gün beklediniz? | Open Subtitles | لماذا انتظرت يومين حتى أبلغت عن اختفاء خطيبتك؟ |
Şartlı tahliye memuru iki ay önce kayıp olduğunu bildirmiş. | Open Subtitles | أبلغ عن فقدان المشروط لها ضابط قبل شهرين. |
Yaşlı ve zengin sevgilisi kayıp olduğunu bildirerek öne çıkmadı. | Open Subtitles | وحبيبها العجوز الثري لمْ يُقدّم نفسه أو يُبلّغ عن فقدانها. |
kayıp olduğunu söylemedim ki. Burada değil dedim. | Open Subtitles | لمْ أقل أنّها ضاعت بل قلت أنّها ليست هنا وحسب |
Çünkü bunu yatak odamızdaki dolaptan çıkarttım ve silahın kayıp olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لأني أحضرت هذه من الخزانة التي داخل غرفة النوم وكان السلاح مفقوداً |
Ya da ne büyüklükte olduğunu niye kayıp olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | او ما حجمه او لماذا هو مفقود او اى شىء |
Sonra biri arabasının kampüste olduğunu fark etmiş. kayıp olduğunu o zaman anlamışlar. | Open Subtitles | ثمّ لاحظ شخصٌ أنّ سيّارتها كانت في الحرم الجامعي، وأدركوا أنّها كانت مفقودة. |
Hapishane altı mahkûmun kayıp olduğunu söyledi gardiyanlardan birinin de silahı eksikmiş. | Open Subtitles | ،حددت الإصلاحية وجود ستة سجناء في عداد المفقودين و مسدس الحارس مفقود |