"kayıtsız" - Translation from Turkish to Arabic

    • مبالين
        
    • مسجل
        
    • مسجلة
        
    • مكترث
        
    • لامبالي
        
    • مبالي
        
    • مبالٍ
        
    • فاترة
        
    • مباليين
        
    • مكتوف
        
    • غير مبال
        
    • غير مشروطة
        
    • اللامبالاة
        
    • دون قيد
        
    İlkel tanklarınız ve uçaklarınızla kendi kendinize savaşmanıza kayıtsız kaldık. Open Subtitles بينما كان القتال بينكم يقتصرعلى الدبابات والطائرات ، كنا غير مبالين.
    Ülkede 200 milyon kayıtsız silah var, bu ise eşyalarım arasında. Open Subtitles 200مليون مُسدس غير مسجل و هذا وجد طريقه إلى خزانتي
    İşçibaşı, Alfonso Corrales'in evinde kayıtlı veya kayıtsız hiç Dyane 6 olmadığını söylüyor. Open Subtitles :يــقول صاحب الحـقل بـأنه لا وجود لسيارة داني 6 في في ممتـلكات كوراليس سواء مـسجلة أو غـير مسجلة
    Lordluğunuzun buna kayıtsız kalması tuhaf. Open Subtitles سيادتك تبدو وكأنك غير مكترث للأمر
    Yine de aklında bulunsun tamamen kayıtsız üçüncü derecen bir arkadaş gerekirse, hazırda bekliyorum. Open Subtitles أبق ببالك أنك إن أحتجت أبداً صديق ثالث لامبالي بعض الشيء فأنا متواجد
    Nasıl bu kadar kayıtsız davrandığını şimdi anlayabiliyorum. Open Subtitles الآن أَرى كَمْ أنت يُمكنُ أَنْ تَكُونَ لا مبالي جداً حول هذا.
    Taraftar, öfkeli, kayıtsız. Kadın görüşü almak da isterim. Open Subtitles جدير بالاحترام، ناقم، لا مبالٍ أظنّني سأرغب بمنظور أنثويّ
    kayıtsız kalmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أكون فاترة.
    Artık sıradan ve kayıtsız iki tanıdık gibi görüşeceğiz. Open Subtitles سنلتقي الآن كـأصدقاء ومعارف لا مباليين
    Özellikle Edo döneminde, çok kayıtsız davrandılar. Open Subtitles خصوصاً في عصر إيدو, لقد كانوا غير مبالين.
    Fakat o zaman bizler de bu çocuklara okullar kadar kayıtsız kalmış oluruz. Open Subtitles لكننا سنكون غير مبالين بالأطفال مثل المدارس
    Tabii, bunun için kayıtsız telefonlara ihtiyacın vardı, tıpkı bunun gibi. Open Subtitles ثم أتخلص منهم إذاً كنت بحاجة لهاتف غير مسجل كهذا
    kayıtsız silah bulundurmak suçundan gözaltına alındı. Open Subtitles قبض عليه اليوم الأخر لحيازته لسلاح غير مسجل
    İstihbarat almıştık. Nakliyat çetelesinden çıkartılmış, kayıtsız bir kamyondu. Open Subtitles كانت لدينا معلومات قويه الشحنة غير مسجلة ، وليس هناك وثائق
    - Bu kayıtsız bir algötür telefon. Open Subtitles - انها الهاتف Paygo غير مسجلة.
    Conrad Middleton konusunda oldukça kayıtsız. Open Subtitles (كونراد) غير مكترث تجاه (ميدلتون)
    Ne kayıtsız çocuk. Hemen uyuyuverdi. Open Subtitles ،ياله من شخص لامبالي لقد نام فعلاً
    Çünkü sadece biz, sahip olduğumuz sevme kapasitesiyle, bu kayıtsız dünyaya anlam kazandırabiliriz. Open Subtitles فقط نحن بقدرتنا على الحب بوسعنا إعطاء معنى للكون الغير مبالي ...
    Taraftar, öfkeli, kayıtsız. Kadın görüşü almak da isterim. Open Subtitles جدير بالاحترام، ناقم، لا مبالٍ أظنّني سأرغب بمنظور أنثويّ
    kayıtsız kalamazsın! Open Subtitles لا يمكن أن تكوني فاترة!
    Evet, çok kayıtsız! Open Subtitles نعم، لا مباليين بشكل كبير!
    Burada buna kayıtsız kalacak insan olamadığını söyleyebilirim. TED أستطيع أن أقول لكم، أنه ليس هناك أي شخص في هذه القاعة سيقف مكتوف الأيدي.
    Onabardağımınboş olduğunu ama kayıtsız görünmekiçinbirşey içer gibi yaptığımı söyleyebilirim. Open Subtitles كان بوسعي إخباره انه لا يوجد شيء بكوبي وأنني اتظاهر بالشرب لأبدو غير مبال
    Alman İmparatorluğu ve Halkının "Lider"i Silahlı Kuvvetlerin Başkomutan'ı Adolf Hitler'e kayıtsız şartsız itaat edeceğim. Open Subtitles بأنني سأقدم طاعة غير مشروطة لأدولف هتلر فيورر إمبراطورية المانيا النازية المقدسة و الناس القائد الأعلى للجيوش المسلحة
    Bütün ömrüm boyunca bana bu kadar kayıtsız kalınmamıştı. Open Subtitles لم أحس أبدا بهذا القدر من اللامبالاة في حياتي بكاملها
    Ama o ucube beni kayıtsız şartsız seviyordu. Open Subtitles لكن غريب الأطوار هذا أحبّني دون قيد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more