| Bu krater kenarı oradaki ağızdan fırlatılan kayalarla dolu durumda. | Open Subtitles | حافة الفوهة هذه مغطاة بالصخور التي أُلقيت من الشق بالأسفل |
| Diğer bir deyişle kocaman kayalarla öldüresiye dövdüler. | Open Subtitles | الطريق الاخر بان اضرب بالصخور الداعرة الكبيرة |
| kayalarla savaşabiliriz. Tüfekleride fırlatırız eğer mecbur kalırsak. | Open Subtitles | بإمكاننا مقاتلتهم بالصخور وبمقدمات البندقيات لو اضطررنا |
| Bu vadinin yüzeyi, biçimsiz kayalarla dolu. | Open Subtitles | هذا الوادي مرصّع بصخور منقّرة على نحو غريب |
| Dün San Remo'da kayalarla dolu küçük bir tekne bulundu. | Open Subtitles | البارحة , تم العثور على قارب مليء بالحجارة في سان ريمو |
| Dünya karbondioksiti deniz suyu, toprak, bitki hatta kayalarla doğal yollarla havadan çekiyor. | TED | الآن، تقوم الأرض بشكل طبيعي بإزالة ثاني أكسيد الكربون من الهواء عن طريق مياه البحر والتربة والنباتات وحتى الصخور. |
| Benim gibi bir jeolog için de kayalarla çevrili olmak ideal bir durum. | Open Subtitles | و بالنسبة لعالم جيولوجيا ، مثلي ، أن أكون مُحاطا بالصخور تبدو مثالية فحسب |
| Diğer kızlar oyuncak bebeklerle oynarlarken ben kayalarla oynuyordum. | Open Subtitles | بينما الفتيات الأخريات كانوا يلعبون بالدمى، كنت ألعب أنا بالصخور. |
| Deniyorum, ama burası kayalarla dolu. | Open Subtitles | أحاول، ولكن هذا المستنقع مليئ بالصخور |
| Otele bunların yerine gerçek kayalarla dönmeyelim sonra! | Open Subtitles | بدلاً من أن نعود للفندق بصخور حقيقية |
| Dün San Remo'da kayalarla dolu küçük bir tekne bulundu. | Open Subtitles | البارحة , تم العثور على قارب مليء بالحجارة في سان ريمو |
| Ama önce onları kayalarla örtmeliyiz. | Open Subtitles | اولا يجب ان نغطي تلك الجثث بالحجارة . |
| Sadece zihnimi vücudumdan ayırdım ve kayalarla bir bütün haline geldim. | Open Subtitles | كان علّي فقط أن أفصل عقلي من بدني و أصبح نوعاً ما شيئاً واحداً مع الصخور |