İşitme kaybı için iyi tedavilerin olmaması sizi şaşırtmamalı. | TED | لذا فإنه ليس من المستغرب جدا أنه لم تكن هناك علاجات جيدة لفقدان السمع. |
Kişisel düzeyde, bir arkadaşın kaybı için, sadakatsızlık için veya yakınlarımızın kaybı için minnettar olamayız. | TED | وعلى المستوى الشخصي، لا يمكن أن نكون ممتنين لفقدان صديق، أو الخيانة، أو لفاجعة ما. |
Doktor, babamın hafıza kaybı için iyi bir fikir olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الطبيب يظن بأنها فكرة جيّدة لفقدان الذاكرة عند أبي |
Çavuş, karının kaybı için başsağlığı dilemeye fırsatım olmamıştı. | Open Subtitles | أيها الرقيب، لم تسنح لي الفرصة قط كي أقدم تعازيّ لفقدانك زوجتك |
Arkadaşının kaybı için üzgünüm. | Open Subtitles | انا آسف لفقدانك صديقتك |
Düşes ayrıca torunun kaybı için çok üzgün olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | الدوقة طلبت مني ان أخبرك أنها حزينة جداً لفقدانها حفيدها الحبيب |
Hafıza kaybı için de bir açıklama bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | أوه، أيضا لدي تفسير ممكن لفقدانها ذاكرتها. |
Ona anladığımı söyle. kaybı için üzgünüz. | Open Subtitles | أعلمه اني فهمت ونحن نأسف لخسارته |
kaybı için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف جدا لخسارته. |
- Kan kaybı için bir neden yok. - Mutlaka bir nedeni olmalı. | Open Subtitles | لا يوجد سبب لفقدان الدم - لابد أن هناك سبب - |
Dedektif Carter'in kaybı için en içten dileklerimle. | Open Subtitles | "أسفٌ عميق، لفقدان العميل (كارتر)" |