"kaybetmene" - Translation from Turkish to Arabic

• خسارة
• تخسرين
• بخسارتك

Bu şekilde davranışlar davaları kaybetmene neden olur.
هذا النوع من التصرفات من الممكن ان يكلفك خسارة بعض القضايا خاصة في قاعتي

Kız kardeşini kaybetmene sebep olamam.
بأنني لا أريد أن اكون سببا في خسارة شقيقتكِ

Bill, uğruna çalıştığın her şeyi kaybetmene ramak kaldı.
بيل انت قريب من خسارة كل شىء عملت لأجلة

Kişisel problemlerin, tarafsızlığını kaybetmene neden oluyor muhakemeni bulandırıyor.
المواضيع الشخصيّة تجعلك تخسرين موضوعيّتك, وتغيّم على حكمك.

Biraz bencilce olacak ama bu savaşı kaybetmene sevindim.
أقولها بكل أناننية ، أننى سعيدة لأنك تخسرين معركة تجاهلك لى

O... bundan nefret eder, ...yani işini kaybetmene neden olmasına?
تعلم بأنه سيكره ذلك. بأنه قد تسبب بخسارتك لوظيفتك؟

Tüm paranı kaybetmene sebep olduğum için kendimi kötü hissediyorum.
إنني أشعر بالسوء حيال خسارة المال

Hayır, boşa çıkarmadın. Hiçbir şey çocuğunu kaybetmene değmez.
لا لمْ تخذلني لا شيء يستحقّ خسارة طفل

Bu da araç kullanma ayrıcalığını kaybetmene sebebiyet verir.
و التي تؤدي إلى خسارة إمتيازات القيادة

Chuck'a Bass Avustralya'yı kaybetmene değmeyeceğini fark ettiğini söyleyeceksin.
تقول لـ(تشاك) أنك أدركت بأن الأمر لا يستحق خسارة "باس أستراليا"

Evet, o zaman neden ruhsatını kaybetmene veya hapse girmene sebep olacak bir şey yapasın ki?
أجل، إذاً ما حاجة القيام بشيء يكلفك خسارة رخصتك -أو زجك في السجن؟ -هل من المعقول أن (أوتيس)

Gücünü kaybetmene üzülüyor musun?
هل تنعين خسارة قوتكِ؟

Amerika'yı ve Benji'yi kaybetmene sebep olan kişi Alice Vaughan.
أن (آليس فون) هى من كبدتك خسارة (أمريكا و(بينجي

Amerika'yı ve Benji'yi kaybetmene sebep olan kişi Alice Vaughan.
آليس فون) هي من كبدتك) (خسارة (أمريكا) و(بينجي

Her şeyini kaybetmene çok az kalmıştı beni, Alinta'yı, çevrende sana saygı duyan insanları.
...كنت قريبًا جدًّا من خسارة كل شيء أنا، (ألينتا)، احترام الناس لك هنا

Biraz bencilce olacak belki ama bu savaşı kaybetmene sevindim.
حسناً ، و لو أنها أنانية منى إلا أننى سعيدة أنك تخسرين معركة تجاهلك لى

kaybetmene izin vermeyeceğim.
لكن لا تقلقي أيتها الجميلة لن أجعلك تخسرين

Onunla ilgili gerçeği göremiyorsun diye her şeyini kaybetmene izin veremezdim.
لم اكن لأدعك تخسرين كل شيء فقط لأنك لم تستطيعي رؤية حقيقته

kaybetmene sebep olmam.
لن أجعلك تخسرين

Seni hiçbir zaman satmayacağımı söyledim, sonra da hiç güvenmediğim bir başkasıyla işler çevirdim ve şirketini kaybetmene neden oldum.
مع شخص، ما كان عليّ أن أثق به أبداً .. وتسبب ذلك بخسارتك لشركتك - أجل هذا مافعلته -