Her neyse benim gördüğüm ise sahip oldukları kabiliyetleri kaybettikleri. | Open Subtitles | على اية حال، من رأيي أعتقد بأنهم فقدوا موهبتهم بالكامل. |
Bir şekilde, doğru düşünme yetilerini kaybettikleri düşünülür. | Open Subtitles | ففي مرحلةٍ ما فقدوا مقدرتهُم على التفكير السليم |
Peki ya kaybettikleri şey tam da bu çeşit bir bilgiyse? | Open Subtitles | حسناً، ماذا اذا كانت هذه نوعية المعلومات التي بالضبط ما فقدوه |
İnsanların akıllarına bütün kaybettikleri asla sahip olamadıkları aşkları kendilerini terk eden arkadaşları geliyor. | Open Subtitles | الناس يتذكرون,انا والكل ما قد فقدوه المسنين الذين تأذو من العذاب كل الاصدقاء الذين تفرقوا |
Borsada para kazandıklarında şikâyet etmiyorlar. Neden kaybettikleri zaman şikâyet etsinler? | Open Subtitles | لماذا عليهم أن يشكو عندما يخسرون المال في السوق؟ |
Yaralansa bile bu, kaybettikleri anlamına gelmez. | Open Subtitles | حتى إذا أصيب لا يعتبر أنهم خسروا المعركة |
Bu nedenle, kitapta, Robbie ve Cecilia'ya gerçek hayatta kaybettikleri şeyi verdim. | Open Subtitles | لذا، في الكتاب، أردت أن أمنح (روبي) و(سيسيليا) ما فقداه في الحياة |
Bu aile kaybettikleri kızının yeri doldurabilecek birini istiyor. | Open Subtitles | هذه العائله تريد ابنه بعد ابنتهم التي فقدوها |
10 güne kalmadan kaybettikleri bütün toprakları geri aldılar. | Open Subtitles | وخلال 10 أيام.. استعادوا كل الأراضي التي خسروها |
Erkekler akıllarını kaybettikleri zaman neler yapıyorlar. | Open Subtitles | الرجال يسحرون بها ثم انهم يفقدون عقلاتهم |
İnançlarını kaybettikleri anda kötüleşmeye başladılar. | Open Subtitles | فقدوا الثقة بنفسهم فتدهور مستواهم في الحال |
Dünya Ticaret Merkezi kuleleri yıkıldığında arkadaşlarını veya aileden birilerini kaybettikleri için askere yazıldılar. Orada, hızlı büyümek zorundasın. | Open Subtitles | انظموا لأنّهم، فقدوا قريب أو صديق عندما ضُرب البرجان |
Acımasızcaysa da umurumda değil! Herkesin kaybettikleri var. | Open Subtitles | لا أبالي إنْ كان كلامي لئيماً الجميع فقدوا أشخاصاً |
İkincisi, çocukların iletişimlerini kaybettikleri ailelerini, arkadaşlarını bulabileceği yer. | Open Subtitles | والثانية, أين يمكن للأطفال إيجاد عائلات وأصدقاء, كما تعلمون, الذين فقدوا التواصل بهم |
İnsanlar bazen kaybettikleri şeyleri olmadık yerlerde bulur. | Open Subtitles | ..يجد الناس أحياناً ما فقدوه بمكان غريب |
Kütüphaneci ve arkadaşları kapıyı kullanırlar, kaybettikleri yere bir yol açılır. | Open Subtitles | "{\fnAdobe Arabic}أمين المكتبة" وأصدقائه استخدموا الباب {\fnAdobe Arabic}.ليفتحوا طريقاً إلى مكانٍ قد فقدوه |
Ve yürümemiş olsa bile, hayatlarının geri kalanını kaybettikleri o kişiyi düşünerek geçirmişlerdir. | Open Subtitles | يقضون بقيّة حياتهم في التفكير بشأن حبهم الذي فقدوه. دائماً أتسائل إذا كان هذا شعورك نحو (سوزن). |
Ama kaybettikleri zaman boğazlanan domuzlar gibi cıyaklıyorlar. | Open Subtitles | لماذا يشتكون كالخنازير عندما يخسرون ؟ |
- kaybettikleri zaman da, Bank'in ağına düşerler. | Open Subtitles | -وعندما يخسرون يجنون -لا تقلق سيفوزوا على الآخر |
Bu yüzden mi hapishanedeydiler, savaşı kaybettikleri için mi? | Open Subtitles | لهذا السبب كانوا بالسجن؟ لأنهم خسروا حرباً؟ |
İnsanların yarısı davayı kaybettikleri için suçladı çünkü onların hepsinin beklentilerini yükseltti. | Open Subtitles | نصف الاشخاص الذين خسروا يلقون باللوم عليها لانها تقوم بأثارتهم قبل ان يدخلوا |
Yani, kitapta, Robbie ve Cecilia'ya, hayatta kaybettikleri şansı vermek istedim. | Open Subtitles | لذا، في الكتاب، أردت أن أمنح (روبي) و(سيسيليا) ما فقداه في الحياة |
Marslıların imha ettiği su şilebi ve kaybettikleri savaş gemisiyle. | Open Subtitles | ، سفينة نقل الماء التي دمرها المريخيون والسفينة الحربية التي فقدوها |
kaybettikleri gerçek savaş buydu. | Open Subtitles | هذه المعركة الحقيقية التي خسروها |
Bir şey kaybettikleri zaman çılgına dönüyorlar. | Open Subtitles | حيث يكونوا هستيريين عندما يفقدون اشيائهم. |