| Sonra, annesinin kaybolduğunu fark etmeden önce evde birisinin olduğunu duymuş. | Open Subtitles | لاحقا، سمعت واحد داخل البيت قبل أن إكتشفت أمّها كانت مفقودة. |
| 2 sene önce Santa Fe'deki şartlı tahliye memuru kaybolduğunu raporlamış. | Open Subtitles | مُنذُ عامين ضابط إطلاق السراح المشروط الخاص بها بلّغ أنها مفقودة |
| Ve polis, onun kaybolduğunu fark ettiği anda Philly'e doğru yolu yarılamış olacak. | Open Subtitles | و بالوقت الذي ستدرك فيه الشرطة انه مفقود سيكون بمنتصف الطريق إلى فيلي |
| Ondan kısa bir süre sonra, çocuğun da kaybolduğunu duydum. | Open Subtitles | و بعد هذا بمدة قصيرة سمعت أن الطفل اختفى أيضاً |
| Eminim Cloe annesinin yanımızda çalıştığı dönemde bazı şeylerin ortadan kaybolduğunu tüm okulun öğrenmesini istemez. | Open Subtitles | انا متأكده تماما ان كلوي لاتريد ان تعرف المجموعه بأكملها انه عندما كانت والدتها تعمل لدينا الأشياء فقط اختفت. |
| Ama o çıkmaz bir sokak, görünüşe göre bu sabah arabanın kaybolduğunu rapor etmişler. | Open Subtitles | لكن تلك نهاية مسدودة لأنه، فيما يبدو أنهم أبلغوا عن فقدان السيارةِ هذا الصباحِ |
| Savcılık sizin kilisede çalışmakta olan diğer çocukların gizemli bir şekilde ortadan neden kaybolduğunu bilmenizi istemiyor. | Open Subtitles | الإدعاء لا يريدكم أن تسمعوا عن فتى المذبح الآخر الذى إختفى فى ظروف غامضة |
| Kral, başbakan olduğunuz süre içinde, hazineden oldukça yüklü miktarda bir para kaybolduğunu ortaya çıkardı. | Open Subtitles | يجد الملك بأن هنالك كميات ضخمة من المال مفقودة من الخزانة خلال فترة إدارتك كمستشار |
| Bu benim hediyem. Yapacağımız ilk şey bedeninin kaybolduğunu düşünmelerini sağlamak. | Open Subtitles | أول شيء سنفعله هو أن نجعلهم يعتقدون أن جثتكِ مفقودة |
| Tabii ki oldu. Anahtarların kaybolduğunu biliyordum. | Open Subtitles | بالتأكيد فعلت، علمت بأن المفاتيح كانت مفقودة |
| Havaalanlarını güvenlik altına alın. Ailesine çocuğun kaybolduğunu haber verin. | Open Subtitles | أمّن المطارات وأبلغ الأهل أن الصبيّ مفقود. |
| Ricardi o geri dönene kadar kaybolduğunu bile fark etmez. | Open Subtitles | معظم الوقت00 ريكاردي حتي لا يعلم أنة مفقود إلي أن أحضرة له |
| ...kaybolduğunu fark etmemişler. | Open Subtitles | لم يعرف أنه مفقود حتى بيانات الحضور لليوم |
| Neden ortadan kaybolduğunu anlamıyorum. Doğru adamı aradığınızdan emin misiniz? | Open Subtitles | لا اعرف لماذا اختفى اانتم متأكدون من انه الرجل الصحيح؟ |
| Downtown Merkezinde dün gece gerçekleşen bir tutuklamanın gizemli bir şekilde kaybolduğunu söyledi. | Open Subtitles | والذي حدث ليلة البارحة في مركز شرطة مركز المدينة قد اختفى بشكل غامض |
| Noel babayı hayal etmekten yorulduğumu biliyorum, fakat tüm bu uçan balonların ve gameboyların bir anda kaybolduğunu hayal etmedim. | Open Subtitles | أنا متأكّدة بأنني كنت متعبة لدرجة تخيل بابا نويل و لكن من المستحيل أن أكون قد حلمت بأن كل هذه الألعاب قد اختفت |
| Geçen Kasım kartımın kaybolduğunu bildirmiştim. | Open Subtitles | 43 صباحا؟ لقد أبلغت عن فقدان بطاقتي نهاية نوفمبر |
| -Neden kaybolduğunu öğrenmek istiyorum. -Biraz yavaşlayın buralarda olmalılar! | Open Subtitles | جد لماذا إختفى يجب أن يكونوا على هذا الطريق |
| Kocası, karısının kaybolduğunu bildirmiş. | Open Subtitles | بلغ الزوج عن اختفاء زوجته وجدت سيارتها في محطة الباصات؟ |
| Kayıp ilanında, onun kaybolduğunu bildirmeden, 4 gün beklediğiniz yazıyor. | Open Subtitles | يقال في بلاغ المفقودين أنك إنتظرت أربعة أيام قبل أن تبلغي عن فقدانها |
| Şu anda kemirilmiş kemik gibiyim ama o ruhun kaybolduğunu sanmayın. | Open Subtitles | بالطبع أصبحت عجوزاً الآن ولكن إياكم أن تفكروا أن عزيمتى ضاعت |
| kaybolduğunu bildirmek için sabaha kadar beklemeniz lazımdı. | Open Subtitles | يجب عليكي أن تنتظري حتى الصباح للتبليغ عن فقدانه |
| -Biz onun yasak ülkede sonsuza dek kaybolduğunu düşünüyorduk | Open Subtitles | هذا مدهش لقد ظننا انه قد ضاع للابد في الاراضي المحرمة |
| İki gün önce, üniversitenin dekanı Remy Collois'in kaybolduğunu bildirdi 32 yaşında, bekar. | Open Subtitles | منذ يومين، بلغ عميد الكلية عن إختفاء "ريمى كالوا" أعزب، عمره 32 سنة. |
| Roger onun sık sık kaybolduğunu söyledi, belki de orada birisiyle buluşuyordu. | Open Subtitles | روجر قال بأنّها كانت تختفي كثيراً ربّما كانت تقابل شخص ما هناك |
| Son 4 yıldır nereye kaybolduğunu söyler misin? | Open Subtitles | هل تمانع في إخباري أين اختفيت طوال الأربع سنوات الماضية؟ |
| Evet, ama hiç olmazsa nereye kaybolduğunu biliyorum artık. | Open Subtitles | نعم، حسنا، على الأقل أعرف الآن أين أختفى |