"kaybolması" - Translation from Turkish to Arabic

• اختفاء
• إختفاء
• يختفي
• تختفي
• الإختفاء
• أختفاء
• باختفاء
• اختفائه
• الاختفاء
• بأختفاء
• بإختفاء
• المفاجئ
• واختفاء
• لإختفاء
• تضيع

İki çocuk annesi Mary Freeman'ın kaybolması hususunda hiçbir şeyi yalanlamıyorlar.
لا يستبعد شيئاً في قضية اختفاء أم لطفلين وهي ماري فريمان

Arıların ortadan kaybolması, bu konuyla kesin bağlantısı vardır dedim.
مثل اختفاء النحل لقد ظننت أن لك دخل في الموضوع

Bayan Kane buraya Emily'nin kaybolması ve bana şantaj yapma girişimiyle ilgili olayları araştırmaya geldi.
الآنسة. كان هنا أن تحقّق فيها الأحداث تقود فوق إلى إختفاء إيميلي

Bizi bu işe sen soktun ve kaybolması gereken sensin.
أنت مَن ورّطنا في هذا، وأنت مَن عليه أن يختفي.

Birden helâya kaybolması dışında bir farkı yok.
لا يوجد شيء بها لكنها تختفي عند ذهابها لدورة المياة

Bir suçun izini sürerken delilin kaybolması çok can sıkıcıdır.
أظن من الصعب اعادة تمثيل الجريمة , وخاصة بعد اختفاء الادلة

İlişkide olduğunuz bazı insanların kızkardeşinizin kaybolması ile ilgileri olabilir.
بعض الناس الذين تتعامليم معهم قد يكونون متورطين في اختفاء أختكِ

Booth, babanın kaybolması olayını saplantı haline getirdiğini söylüyor.
بووث يقول بانك قد كسبت عيشك من من جراء اختفاء أبوك

Neden Max'in kaybolması FBI'n sorunu haline geldi?
لماذ اصبحت مسألة اختفاء ماكس قضية فيدرالية؟

Doktorun kaybolması işiyle bağlantılı mı emin olamayız.
لسنا متأكدين أن اختفاء الدكتور مرتبط بعمله

Buraya Emily'nin kaybolması ve bana şantaj yapma girişimiyle ilgili olayları araştırmaya geldi.
هي هنا أن تحقّق فيها الأحداث إداء إلى زوجتي، إيميلي، إختفاء والمحاولات اللاحقة لإبتزازي.

Arıların da kaybolması bir örnek.
مع إختفاء النحل، أعني لا أدري، يبدو كنمط محدّد

Evet efendim ama, Torchwood'un çevrimiçi olarak ortadan kaybolması...
لكـن طريقـة إختفاء معلومات الشعلة بعد الإختـراق

Önemsediğin bir şeyin basit bir şekilde ortadan kaybolması nasıl bir duygu?
ما هو شعورك أن يكون لديك شيء تهتم لأمره يختفي ببساطة؟

Embriyonik safhada kaybolması gerekiyordu ama aynı ölü kardeşinde olduğu gibi seni bırakmıyor.
من المفترض أن يختفي في المرحلة الجنينية ولكن مثل أخاه الميت لا يستطيع أن يتركه

Biraz paranın ortadan kaybolması için onu bahane edebilecektin.
يمكنك استخدام هذا كعذر لجعل بعض الأموال تختفي

Onun ortadan kaybolması basitti. Kimse onu arayıp sormuyordu.
من السهل عليها الإختفاء فلا أحد ليسأل عنها

Bizi ilgilendiren, beş Amerikan vatandaşının kaybolması ve ItraCorp Intel adlı şirketin bunda rolü olup olmadığı.
اما اهتمامنا هو أختفاء خمسة مواطنين أمريكان وتورط شركة أترا انتل ربما لعبت دوراً في أختفائهم

Ama Summer'ın kaybolması ile bir ilgisi olması lazım.
ولكن لابد انها تملك شيئا له علاقه باختفاء سمر

Oli'nin kaybolması onların suçu değil, öyleymiş gibi davranmayı kes.
إن اختفائه ليس خطؤهم إنه لا يتوقف عن التصرف هكذا

Bir ya da iki euro yoğun saatlerde arabaların yüzde yirmisinin ortadan kaybolması için yeterliydi.
1 او 2 يورو كانت كافية لجعل 20 بالمئة من المركبات الاختفاء في اوقات الذروة.

Bir arkeoloji ekibinin Hijaza yakınlarında kaybolması hakkında bilgin var mı?
هل عندك علم بأختفاء فريق لعلم الآثار خارج حجازا

Eğer bunun Bloom'un karısı Alicia nın kaybolması hakkındaki koleksiyonum olduğunu düşünürsen
هل هذا ما أظنه ؟ إن كنت تظنين بأنها تشكيلتي الشخصية من المواد المتعلقة بإختفاء

Görünüşe göre hapishanedeki yeni ailesi de Lucille'in ortadan kaybolması için hazırlıklara başlamıştı.
يبدو أنّ عائلتها في السجن كانوا يعدّون لاختفائها المفاجئ

Botların alıkonulması ve ve insanların gözaltı merkezlerinde kaybolması Avustralyalı yetkililerce saklanıyor.
يعتبر اعتراض القوارب واختفاء الناس في إطار نظام الاحتجاز محجوبا من طرف السلطات الاسترالية.

Genç kadınların arka arkaya gözden kaybolması, buraya gelmeme sebep oldu.
السبب الذي جعلني آتي إلى هنا هو لأنه كان هناك حالات لإختفاء الفتيات الصغار واحدة تلو الأخرى.

Taşınırken kaybolması için dua etmem, yanlış olur mu?
هل سيكون خطأ مني لو صليت من أجل أن تضيع خلال النقل ؟