Oğlunun kayboluşuyla ilgili araştırmada CIA desteği resmi olarak durduruldu. | Open Subtitles | تم الإعلان رسميًا عن وقف دعم المخابرات لقضية اختفاء ابنك |
Evet, babanın Josefine'in kayboluşuyla bir şekilde ilgisi olduğu su götürmez. | Open Subtitles | نعم, لا يوجد شك بأن والدك له علاقة بحادثة اختفاء يوسيفين |
Fakat bu ailenin kayboluşuyla o manyağın bir ilgisi olduğuna dair bana bir şey veremediniz. | Open Subtitles | ولكنكِ لم تأتِ بأي شيء يثبت أن له علاقة باختفاء تلك العائلة |
Babanın kayboluşuyla bir ilgisi olabileceğini fark ettim. | Open Subtitles | أدركتُ بأن له صلة باختفاء والدك |
Onun bir odayı büyülediğini gördüğüm tek sefer, ...dev bir mersinbalığının kayboluşuyla ilgili verdiği konuşma esnasındaydı. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي أراه فيها متألقا في قاعة كانت عندما أعطى محاضرة عن إختفاء أسماك الحفش العملاقة |
Meslektaşlarınızdan Craig Horning'in kayboluşuyla ilgili bir soruşturma yürütüyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحرّى إختفاء شريك لك - كريج هورنينج. |
Dylan Atlılar'ın ortadan kayboluşuyla zerre kadar ilgim yok. | Open Subtitles | ليس لدي علاقة بإختفاء الفرسان الاربعة |
FBI'a Mulder'ın ortadan kayboluşuyla ilgili bir açıklamayla gidersen seni Gizli Dosyalar'dan alırlar ve müdürlüğe doğru hızla yükselirsin. | Open Subtitles | مهنتك. تعطي قصة مكتب التحقيقات الفدرالي لإختفاء مولدر، أنت من الملفات المجهولة |
Ordu, Grant'in 1947'deki kayboluşuyla ilgili kapsamlı bir inceleme yapmış. | Open Subtitles | أجراءالجيش تحقيق كامل في اختفاء غرانت في عام 1947 |
Bence, Dan'in Mandy'nin kayboluşuyla bir ilgisi olup olmadığından emin olmamız gerek. | Open Subtitles | اعتقد اننا نريد ان نتأكد من ان دان ليس متورطاً في اختفاء ماندي |
Oğlunun kayboluşuyla ilgili araştırmada CIA desteği resmi olarak durduruldu. | Open Subtitles | دعم وكالة المخابرات المركزية للتحقيق في قضية اختفاء ابنك متوقف رسميًا |
Muhteşem Amy'nin kayboluşuyla ilgili bir son dakika gelişmesiyle karşınızdayız. | Open Subtitles | تطورٌ جديد في أحداث قضية اختفاء ايمي المذهلة |
Ne Maggie'nin ölümüyle ne de Ellen'ın kayboluşuyla bir ilgisi olmadığına dair yemin etti. | Open Subtitles | أقسمَ بأن لا علاقة له "بمقتل "ماغي" أو اختفاء "أيلين |
Kocanızın Amanda Rehme'nin kayboluşuyla bir ilgisi olabilir mi? | Open Subtitles | هل تعقدينه له أي احتمالية بعلاقته باختفاء " أماندا ريمي " ؟ |
Spring'in dört gündür bulunamayan kızı ve varisi Lydia Spring'in kayboluşuyla olası bağlantısını ne teyit ne de inkar etti. | Open Subtitles | ما إذا كان للمأساة أية علاقة باختفاء ابنة "سبرينغ" الوريثة "ليديا سبرينغ" المفقودة منذ أكثر من 4 أيام. |
Her halükarda Hellboy'un kayboluşuyla bir bağlantısı var. | Open Subtitles | في كلتا الحالتين، هو مرتبط باختفاء (فتى الجحيم) |
Dr. Lewton, Amaru Vazosuna karşı yapılan protestoların Craig Horning'in kayboluşuyla bir alakası olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | الدّكتور لوتون يعتقد ذلك الإحتجاجات على جرّة أمارو... له شيء متعلق ب إختفاء كريج هورنينج. |
Simeon'un kayboluşuyla yıkılmışken. Küçük Simeon. | Open Subtitles | التي دمرها إختفاء "سيميون"، "سيميون" الصغير. |
Bunca yıldır Cluzet'in kayboluşuyla ilgili yalan söylüyorduysa... | Open Subtitles | " إن كان يكذب طوال هذه السنين عن إختفاء " كلوزيت |
Sutton'ın kayboluşuyla ilgili seni suçlamamalıydım. | Open Subtitles | ما كان حريٌّ بي أن أتهمكِ أن لكِ علاقة بإختفاء (سوتن) |
Harrison Wells'in, Simon Stagg'in ortadan kayboluşuyla ilgili olduğunu düşünüyorsun ama yanılıyorsun. | Open Subtitles | أعرف أنك تظن بأن (هاريسون ويلز) له علاقة بإختفاء (سايمون ستاغ) ولكنك مُخطئ. |
Belki de aşçınızın kayboluşuyla ilgili bazı teorileriniz vardır. | Open Subtitles | ربما لديك نظرية لإختفاء الطباخة |